Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Yeni yollar, yeni gizler

Türkiye'de sosyal bilimler alanının en saygın isimlerinden, Prof. Çağlar Keyder. Taraf'ta Tuğba Tekerek'e bir mülakat verdi (30 Haziran 2014). Son on iki yılda AK Parti'nin başarılarını açıklamak için çok kullanılan temel savları bir adım öteye taşıdı, ilginç yorumlarıyla. Gezi olaylarını açıklayacak, benim epey bir süredir dile getirdiğim, Erdoğan sonrası AK Parti'nin siyasetini belirlemesi gereken bazı hususların altını çizdi.

***

Keyder, yeni orta sınıflar (YOS) olgusunu ele alıyor. Gezi olaylarının ardında ona göre bu sınıf var. 'Bunlar, yabancı dil bilen, muhtemelen yurtdışı ilişkileri sağlam, diploma gerektiren mesleklere sahip insanlar, ya da iyi okullara giden ve bu tür mesleklere sahip olacak öğrenciler...' (Merak edenler için yazayım. Keyder'e göre, eylemlerde, daha sonra 'daha alt sınıflardan, iş bulamayan, polis baskısı yasayan, kendilerini daha aşağılanmış hisseden gruplar ön plana çıktı'.) YOS, gene Keyder'e göre, bugün devlet katında çalışan insanları da kapsıyor ve bunlar proletarya ve sermayedardan farklı bir kategori meydana getiriyor.
İyi kötü biliyoruz, bunları. Keyder'in dikkat çektiği, vurguladığı çok önemli husus ise biraz daha ileride yer alıyor. Buna göre, bu kesimler iletişim olanaklarıyla, küreselleşmeyle, dünyanın başka yerlerinde yaşayan insanlarla daha fazla iletişimde bulunma ihtiyacı duyuyor. Onun sonucunda da ' Bu insanlar kendilerini, kendinden menkul bir otoriterliğe karşı olarak görüyorlar. Çünkü otoriterliğin arkasında gayet patriyarkal, geleneksel düşünce tarzları var. Ve böyle bir otoritenin hiçbir saygınlığı yok onlara göre. Bu grup, yolsuzluğu da daha arkaik, otokrat, devletin kendilerinden sorulduğunu düşünen bir grubun hareket tarzı olarak görüyor. Beceriye, liyakata, performansa dayanan meritrokratik sistemi kendileriyle özdeşleştirdikleri için yolsuzluğu kendi yaşam tarzlarını tehdit edecek bir engel olarak görüyorlar.'
***

Çok önemli bir tespitin karşısındayız: insanların bundan böyle hayatlarını değerleri, becerileri ve yetenekleriyle yaşamak istediğini belirtiyor, Keyder. Geleneksel 'mansıp' sisteminin dışına çıkıldığını bundan daha iyi anlatmak olanaksız. Nitekim, Hoca da bunu hissederek şunu ekliyor: 'çatışma muhafazakârlarla ilericiler arasında değil. Dinamiği bastırmak isteyenlerle, bu dinamiği hızlandırmak isteyenler arasında. YOS'un muhafazakârları ve muhafazakâr olmayanları bir araya gelebildikleri takdirde bir güç oluşturacak, sermaye ve iktidar karşısında dönüştürücü etkileri olacaktır. Birlikte, yeni kurumlar, yeni haklar, yeni yasalar isteyeceklerdir....'
Bu hususu iyi saptayan Tekerek, Keyder'e, saydığı şartların yerine getirilmemesi durumunda muhafazakâr YOS'un da AK Parti'ye karşı olabileceğini soruyor ve ondan 'bu insanların düşünme tarzlarının muhafazakâr olmayanlardan çok farklı olmadığını görürsünüz' cevabını alıyor.
***

Bunlar yeni görüşler. Nirengi noktası 2013 Haziran'ı. Gezi olayları Türkiye'de toplumsal bir dönüşüme işaret ediyordu. O dönemde de yazdığım yazılarda 'AK Parti AK Parti'yi anlamak zorunda' demiştim. AK Parti son on iki veya son yirmi yılda devleti ve toplumu dönüştürdü. Şimdi ciddi bir yol ayrımına gelindi. Keyder, liyakatı engelleyecek her türden yapının tepki topladığını vurguluyor. Yani Türkiye gerçek manada liberal bir muhakemeye, gerçek bir kapitalizme doğru ilerliyor. Bu iki olgunun kurumsal dinamikleri karşılık bulmazsa sistem kırılabilir. Çünkü bu temel parametreler bir yandan da ideolojik ayrımı zayıflatıyor, en azından belli zeminlerde ideolojik fark gözetmeksizin buluşmanın olanağını yaratıyor.
Erdoğan sonrasının AK Parti yol planı bu satırlarda gizli...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA