Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AMERİKA'NIN GÜNDEMİ SERDAR KARAGÖZ

ABD neden darbe diyemiyor?

Siyaset Bilimi kitapları tarihte "darbe olarak adlandırılmayan ilk darbe"nin Mısır'da 3 Temmuz 2013'te yapıldığını yazacak. Gelecekte sosyal bilimler alanında eğitim alan öğrenciler meşru bir seçimle iş başına gelmiş yönetimin devrilmesini, seçimleri kazanan partinin üst düzey yöneticilerinin ve cumhurbaşkanının tutuklanmasını, anayasanın askıya alınmasını, askerlerin sokaklarda darbeyi protesto edenlere ateş edip onlarcasını öldürmesini okuyup "buna nasıl darbe denmez?" diyecekler.
Darbenin halk içinde bir tabanı ya da destekçileri olması sonucu değiştirmiyor.
Amerikan makamlarının sözcüleri "durum çok karmaşık" derken sorulan eleştirel sorular karşısında kariyerlerinin en zor açıklamalarını yapıyorlar.
ABD'den gelen açıklamaların satır aralarından "aslında bunun bir darbe olduğu fakat buna darbe demenin Amerikan çıkarlarına uymadığı" anlaşılıyor.
Amerikan yasaları darbeci yönetimlere insani acil yardımlar haricinde finansal yardım yapılmasını engelliyor. Mısır'daki durum ABD yönetimi tarafından bir "darbe"olarak nitelenirse "Darbeci yönetim"
ABD'den tek sent destek alamayacak.
ABD "yeni yönetime" yapılacak yardımların askıya alınmasını kendi ulusal çıkarlarına uygun bulmuyor. Mısır, ABD için her şeyden önce İsrail'in güvenliği açısından önemli bir ülke. Özellikle ABD'nin 1978'de İsrail ile Mısır'ı Camp David'te biraraya getirmesinin ardından ülkeye yapılan hibe yılda 1.3 milyar dolara sabitlendi. Son yıllarda verilen destek 1.5 milyar dolar seviyesine geldi. Bu yardım bölgenin stabilizasyonu ve İsrail'in güvenliğinin sigortası olarak tanımlandı. Hibe, 1987'den bu yana her yıl bütçe taslağına otomatik olarak konulmaya başlandı.
Yardımlar ordunun Amerikan çıkarlarına sadakati açısından kritik önem taşıyor. Hibeye alıştırılmış bir ordunun bu düzeninin bozulması ve kendi başına buyruk bir pozisyon alması ABD yönetiminin alabileceği bir risk değil.
Dolayısıyla ABD sürekli övündüğü "değerler" ile ters düşmek pahasına Mısır'da olan darbeyi "karmaşık bir yönetim değişimi" olarak görme eğiliminde.

Mısır'a verilen hibe için ABD silah lobisi devrede

ABD'nin darbeyi darbe olarak tanımlamak istememesinin bir diğer nedeni de Amerikan silah sanayisi. Silah üreticileri, ABD'nin askeri operasyonları azaltma ve orduyu küçültme stratejisi nedeniyle tedirgin. Bu durgunluğun üzerine daimi bir müşterilerini kaybetme ihtimali silah lobilerini harekete geçirmiş durumda. Washington kulislerinde darbeye açıktan destek verenlerin sesi gür çıkıyor.
Amerikan silah sanayisinin daimi müşterisi Mısır aldığı hibenin tamamını Amerikan silahlarını satın alarak harcıyor.
Amerikan hazinesinden çıkan dolarlar Mısır hazinesine girmeden Amerikalı silah firmalarının kasasına gidiyor. Mısır ordusu en son 2010 yılında ABD hibesine güvenerek Amerikan Lockheed Martin firması ile F16 alımı için 2.5 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Siparişlerin bir kısmı hazır bir kısmının üretim süreci devam ediyor. Ordunun tank ihtiyacı da Amerika'dan temin ediliyor.
Lockheed Martin'in ve benzeri firmaların Amerikan kongresi üzerindeki gücü ile lobi için harcadıkları milyonlarca doları düşünürsek fotoğraf biraz daha netleşiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA