Dün Milli Güvenlik Kurulu öncesi bakanlarla sohbet ediyordum. Konu, terör sorununa geldiğinde, ben daha soru sormaya bile fırsat bulamadan, "Alandaki mücadele tavizsiz sürecek" mesajı verildi. "Peki, yeni bir süreç mi canlanıyor?" diye üstelediğimde ise "Muhatap" sıkıntısına işaret edildi. Örneğin, bir grup BDP'li vekil bir bakanla veya AK Parti Grup Başkanvekili ile görüşürken diğer grup, "Acaba ne konuşuyorlar?" diye kendi arkadaşlarını yakın markajda tutuyormuş. Yani her biri ayrı fraksiyonları temsil eden milletvekillerinin izlediği çizgi farklılaşabiliyormuş.
Ama yine de...
Ankara'nın, "ılımlı ihtiyatlı" pozisyon aldığı savunulabilir.
Özellikle, dokunulmazlık dosyalarının bir an önce Meclis'e gönderilmesi veya Genel Kurul'da ele alınması isteğinin şimdilik hız kestiği de söylenebilir.
Peki, çok sert ve kanlı geçen terörle mücadeleye rağmen, "Çözüme bir şans daha" diyenler hangi noktalardan hareket ediyorlar?

***
Burada 10 ayrı faktör sıralanıyor:
1- KCK operasyonları ile terör örgütünün kurduğu zincir kırıldı. Sokak eylemlerini organize etme gücü zayıfladı.
2- BDP'li vekiller, Diyarbakır merkezli siyasetin yeterli olmadığını kabul etti. Ankara'da siyasi varlığını kaybeden Kürt siyasetçilerin özgül ağırlığının kalmadığı görüldü.
3- BDP bünyesinde toplanan blok milletvekilleri daha makul söylem geliştirmeyi kararlaştırdı.
4- 14 Ekim 2012 Kongresi ile parti yönetimini yenileyen BDP, daha çok hukukçu isimleri ön plana çıkararak mücadele zeminini değiştirme sinyali verdi.
5- Yeni bir müzakere sayfası açılması, BDP için de vazgeçilmez önem kazandı.
6- Yeniden muhatap alınmayı hedefleyen BDP, "Kandil üstü parti kimliğine" yöneldi.
7- 14 Temmuz 2011'de ilan edilen -sözde- Demokratik Özerklik, kapsam ve içerik değiştirdi. Daha çok "mali özerkliği" olan, idari inisiyatifi yüksek yerel yönetim modeli dile getirilmeye başlandı.
8- Cezaevlerindeki tutuklu vekillerin tahliyesi, TBMM'deki vekillerin dokunulmazlığının korunması, açlık grevlerinin sona erdirilmesi, ana dilde savunma gibi daha sonuç alınabilir hedefler belirlendi.
9- Meclis'teki demokratik platformları sonuna kadar kullanma ve yeni anayasa sürecinde masada kalma iradesi tazelendi.
10- Bütün bunların akıbeti ise tahmin edileceği üzere İmralı ile görüşmelerin başlatılması beklentisine odaklandı.
***
Tabii, güncellenen yol haritası yukarıdaki 10 madde ile sınırlı değil. BDP'liler, siyasi rüşt ispatı için "çatışmazlık döneminin başlatılması", "dağa çıkışların önlenmesi" türünden adımlar atabileceklerini de özel görüşmelerde ifade etmekte. Bu amaçla, AK Parti'de siyaset yapan Kürt kökenli milletvekillerinin arabuluculuğuna da ihtiyaç duymakta.
Eldeki veriler, terör örgütü ve siyasi uzantılarının "neyin olmayacağını" anladıklarına ve geçici olarak hedef küçülttüklerine işaret ediyor. Buna karşın devletin ortak aklı, güvenlik güçlerinin mücadele azmini zafiyete uğratacak girişimlere karşı mesafeyi koruyor. Hatta, "Cumhurbaşkanı kolaylaştırıcı rol üstlenebilir ancak önemli olan hükümetin duruşudur" demeyi ihmal etmiyor.
Kuşkusuz, terör örgütü ekim ayından itibaren kış yapılanmasına geçerek, eylem kapasitesini kaybediyor. Lakin Kandil'in, "Kış şartlarında da kırsalda görünün" emri de devletin ilgili birimlerince gayet iyi biliniyor.
Özetle...
Ortada hâlâ ciddi güven sorunu var. Ağır kayıplara uğrayan örgütün, BDP üzerinden "taktik manevra" yürüttüğü kanaati ile yaklaşan seçim takvimi nedeni ile devletin "oyalama görüşmeleri" yaptığı tezi çarpışmaya devam ediyor.