Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Aleviler neden hâlâ sokakta?

Doksan yıllık Cumhuriyet'in kazanımlarını birlikte yaşıyoruz.
Ancak, Cumhuriyet'i sonradan dar bir çerçeveye sıkıştıran zihniyet artık ciddi olarak sorgulanıyor. "Ulus devlet" inşasını "toplumu tek tipleştirme" projesine dönüştüren kafanın izleri bugün bile görülüyor. Farklılıklardan korkan, ötekileştiren, her ihtimale karşı fişleyen, kendi insanını tehdit diye yorumlayan o zihniyet artık son çırpınışını yapıyor.
Geride bıraktığımız on yılın önemli yönlerinden biri de Türkiye'nin üzerindeki örtüyü kaldırması oldu. Kimlikler, mezhepler, inançlar serbestçe dışa vurdu. Kimliğini, inancını yaşamak isteyenler bunu özgürce ifade etmeye başladı. Aslında böyle bir gerçeklik hep vardı. Genellikle yerel seçimlerde bir enstrüman olarak kullanılır, sonra yeniden uyutulurdu. Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik, Alevilik gibi bireyin doğuştan getirdiği miras, siyasal yarışmada veya aday tercihlerinde dikkate alınır, hatta hemşehricilik yapılır, sandığa yansıması beklenirdi. Bu, yıllarca böyle devam etti. Ama devlet aklı nedense görmezden geldi. Şimdi; bazı çevrelerde kişilerin aslını keşfetmesi, tarihi bastırılmışlığa itirazı endişeyle karşılanıyor. Ülkedeki fay hatlarının kırıldığını iddia edenler ile farklılıkları zenginlik olarak gören, demokrasi temelinde sinerji yaratılacağını savunanlar arasında rekabet yaşanıyor.

***

Burada, Alevi yurttaşlara özel bir parantez açmak gerekiyor. Yıllarca inanç cenderesinde sıkışan, onurlu duruşunu kuşaktan kuşağa aktaran, laiklik teminatına sarılan, siyaseten CHP şemsiyesi altında güvende olacağını hisseden topluluklardan söz ediyoruz.
Ve güncel bazı sorulara yanıtlar arıyoruz.
Özellikle Gezi olayları ve sonrasında Alevi vatandaşlar neden sokağa döküldü? Süregelen olaylardaki sivil ölümlerin tamamının Alevi gençlerden olması hangi mesajları içeriyor?
Kuşkusuz bu soruların siyasi ve sosyolojik temelli izahı var. Bunlar zaten tartışılıyor. Ancak ben, veri eksikliği bulunduğunu düşündüğüm bir faktöre odaklanmak istiyorum.
"Ekonomi!"
***

Türkiye şartlarında, mezhep unsuruna dayalı araştırma yapmanın güçlüğünü biliyorum. Lakin en azından Alevi yurttaşların yoğunluklu yaşadığı mahallerde kapsamlı bir çalışma ihtiyacına işaret ediyorum. Sadece güvenlikçi kaygılara dayalı tahminlerden bahsetmiyorum. Daha objektif, akademik, bütüncül bir analiz açığına dikkati çekiyorum. Böyle bir bilgi varsa, buradan paylaşmaya hazır olduğumu duyuruyorum.
Konu şu:
"Acaba Alevi kökenli vatandaşlar, gelir dağılımı pastasında alt katmana mı sıkışıyor?"
Yani...
Kimlik, yaşam tarzı ve ideolojik vb. saiklerle sisteme muhalefet eden bir kesim, aynı zamanda ekonomik açıdan kaybedeceği bir şey kalmadığını varsayarak mı her şeyi göze alıyor?
Örneğin...
Nüfus kâğıdını uzattığı anda kamu kuruluşlarında işe giremediğini mi savunuyor? Tekil örnekler mi yaşanıyor yoksa bir bilgi ağı içinde genellemeye dayanak teşkil edecek örnekler dizisi mi yayılıyor?
Veya...
Piyasada hâkim sermaye, diğerlerine büyüme imkânı mı tanımıyor? İşadamları arasındaki işbirliklerinde Alevi yurttaşların şirketleri yer mi alamıyor?
Ve belki de...
Alevi yurttaşlar ya da onların kurduğu firmalar ağırlıklı oranda CHP'li belediyelerde iş bulabiliyordu da bu fırsatlar mı yetersiz kalıyor?
Bunların hiçbiri doğru olmayabilir.
Fakat... Ya biri doğru ise?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA