Kulüpler Birliği'nde başlayan 58. maddenin (Şike ve teşvikten dolayı küme düşmeyi içeren ceza maddesi) çatlağı büyüyor. Peki Kulüpler Birliği ne için kurulmuştu? Önce maç yayınlarındaki ortak tavır (tamamen duygusaldı), sonra da diğer konularda bir bütünlük sağlansın diye... Şimdi gelinen noktada ortada ne bütünlük kaldı ne de ortak bir duygu...
Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin, "Birlikte çıkarız" restlerinin bir sonuç vereceğini düşünmüyorum. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Sabah'a Aralık ayı başında gerçekleştirdiği ziyarette, "Kulüpler Birliği'nin görevi ne? Ne yapar? Galatasaray olsa da olur olmasa da olur" diyerek zaten sinyali daha o günlerde vermişti.
Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Öztürk de şimdi, "Kulüpler Birliği şikeye karşıdır. Fair-play ister ve 58. maddenin değiştirilmesine destek vermez" diye yazacağız ve bütün kulüplere, "İmzalıyor musunuz?" sorusunu yönelteceğiz. "İmzalamıyoruz" derlerse, 'biz çıkacağız' diyor. Bu adımlar var olan kaosu büyütüyor mu yoksa küçültüyor mu? Büyüttüğü kesin.
Bir başka pencereye geçelim; Trabzonspor, "Biz de çıkarız" diyor. Trabzonspor sesli düşünmesi gereken günlerdeki sessizliğini biraz geç bozdu öncelikle!... Şimdi her gün bir şeyler demek, açıklamak için geç kalınmadı mı?

UEFA'ya olumlu mesaj verelim
Trabzonspor'un kafasında Anadolu Birliği fikri yatıyor. Bu, geçmişten gelen bir fikir. Eğer Kulüpler Birliği'nden çıkarlarsa bu düşünce ile yola devam edecekler. Ama ne Galatasaray'ın ne de Trabzonspor'un Kulüpler Birliği'nden çıkacağına ihtimal vermiyorum. Bursaspor ve Orduspor da 58. maddenin değişmemesi için direniyor. Geriye 14 kulüp kalıyor. Aslında Perşembe günkü tarihi Kulüpler Birliği toplantısında şu tartışılsın:
Şike iddianamesinde adı geçen kulüpler 26 Ocak'taki Futbol Federasyonu Olağanüstü Kongresi'ne katılmasın ve 58 nolu Disiplin Talimatı'nın değişimi için oy kullanmasın! Bari bu kararla sabrını sonuna kadar zorladığımız UEFA'ya olumlu bir mesaj gönderelim.