Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Diyetin böylesi

Perhizle ilgisi yok. Daha ziyade Ömer Seyfettin'in "Diyet" öyküsüne yakın... Küresel kriz "teğet geçti" ve bunu büyük ölçüde "bankalarımıza borçlu" olduk. Bu görüşe itirazlar olsa da ortak kanaat buydu. Hatta 2001 krizinden çıkarılan derslerle oluşturduğumuz "sağlam yapılar", kriz mağduru ülkelere dahi "ilham verici" olmuş, BDDK'nın uygulamaları model alınmıştı.
Bugün geldiğimiz noktada bankalarımız, küresel krizi "teğet geçirtmenin diyetini", fazlasıyla ödetmeye başladı bize... Yalnızca tüketici ve üreticiye dünyanın en yüksek faizini uygulamaları dahi "diyetin bir sonu olmalı" bezginliğini yaşatıyor Türkiye'ye...
Hatırlayın, fahiş komisyonlardan canımız yandı, "havale ücretleri fazla" diyecek olduk. Hatta "taksi tutup parayı nakletsek daha ucuza gelir" örneğini verdik. O halde "taksi tut git" dediler. Kurumların maaş ödemelerinde promosyon karteli kurdular. Rekabet Kurumu bunları sorgulamak istedi; "kıyameti koparmakla" tehdit ettiler.
Şimdi de küresel krizde "örnek alınan kurum" olan BDDK'yı takmadıkları gibi bizi bankaların şerrinden koruyacak kurumu dahi kendilerine BDDGuard yapıverdiler. ATM'den kendi paranı çekerken bile, bakiye fişinden haraç kesmeye kadar vardırdılar işi...
Düne kadar finans baronlarına ayar veren Rekabet Kurumu bile devre dışı kaldıysa, sorgulamamız gereken şudur: "Kendi evlatlarının başını yemeye başlayan bir sistemi kim denetleyecek?
Ülkede büyüme gerilerken bile %17.5 kâr ediyor olmalarını hangi "diyet öyküsü" izah edebilir acaba? Kaldı ki bu iş krizin teğet diyetini de geçti, yeni kriz şantajına doğru yol alıyor gibi geliyor bana...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA