Bir tezim var; zenginleşmeyi izle, chinatown'a varırsın... Çin mahallesine yani... Bizde var mı? Yok! Hiç oldu mu? Hayır! Olabilir mi? Sorun olup olmayacağı değil, ne zaman olacağıdır; yakında!
Peki, bizi neden ilgilendiriyor? Anadolu Kaplanları, düne kadar ucuzcu Çin malıyla savaşıyor ve yeniliyordu şimdi kendi kentinde Çin KOBİ'leriyle rekabet etmek zorunda kalacak. 2 bin yıllık tarihimizde, Çin daima "etken" rol oynadı ve şimdilerde güçlenerek bu etki, kendini belli etmeye başladı.
Tam da bu zamanda, bir grup vizyoner işadamı, akademisyenin oluşturduğu Çin Türk Araştırma Merkezi (ÇİTAM) yıldızı parlayan her iki ülkenin ortak gelişim noktalarını bulmak için çalışacak.
Dr. Rıza Kadılar'ın başkanı olduğu ÇİTAM'ın hedefi, "Çin'in değerleri, tarihi, ekonomisi ve stratejileri ile ilgili ülkemizde farkındalığı artırmak, objektif bir bakış açısı ile değişik görüşlere dengeli şekilde yer vererek her iki ülkenin birbirini daha iyi anlamasını sağlamak."
Kadılar'a göre ticari ve ekonomik konularda Türk-Çin ilişkilerine odaklanıp referans ve güvenilir bilgi kaynağı oluşturmak şart. Bu açıdan ekonomi, kültür, iş ve eğitimden oluşan dört ana alana odaklanacaklar.
Önceki gün Çin'in yeni yıl yemeğinde, ÇİTAM'ın kurucusu Dr. Rıza Kadılar'ın yanı sıra, Yavuz Canevi, Serkan Elden, Didem Engin, Cansen Başaran gibi iş dünyası temsilcileri ile Bank of China'dan Cai Wanhang'ın katılımıyla bu merkezin amacını irdeledik.
Gördüğüm şudur: Türkiye, Çin dersini iyi çalışmak zorunda. Üniversitelerin Sinoloji bölümlerini yaygınlaştırmak ve Çin'i iyi okumak, kendi Chinatown'larımıza şimdiden yer açmak, kendimizi de Çin'e iyi anlatmak gerekiyor. ÇİTAM, tam da bunu yapacak.