Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Hamas'lı Filistin'in tek işvereni

Bir şirketin marka değeri neyi ifade eder? Öncelikle, yaratılan markayı temsil eden şirketin dünyadaki tanınmışlığını
gösterir. Şirketin düzenli olarak kendini yenilediğini ve pazarını büyüttüğünü anlatır.
Bunları yapan bir şirket, çok doğal olarak yatırımcısına kazanç sağlar. ABD'li araştırma şirketi Millard Brown tarafından yapılan araştırmaya göre, Coca-Cola dünyanın en değerli üçüncü şirketi. Marka değeri
41 milyar dolar.

Global yerelleşme
Peki, Coca-Cola'nın farkı nedir?
Çok basit; biri, Coca'nın sihirli formülü, diğeri ise Coca-Cola'nın organizasyon gücü.
Organizasyon deyip geçmeyin. Coca-Cola, global dünyanın en önemli üçüncü şirketi. Din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin savaş bölgesi demeden her bir noktada performansa dayalı bir strateji izliyor.
Coca-Cola'nın büyümedeki anahtarı "global yerelleşme." Zaten globalleşmenin dinamikleri yerelleşmeden sağlanıyor.
Strateji böyle olunca ABD'nin en güçlü şirketi Coca-Cola, Müslüman dünyanın iş ve aş yaratan en önemli şirketi oluveriyor. Ortadoğu ve Avrasya bu bağlamda ana şirket için önemli bir üs olarak devreye giriyor.

Acılı
bölge
Coca-Cola'nın Avrasya ve Ortadoğu merkezi İstanbul.
36 ülke ile 85 fabrika bu ofisten yönetiliyor. Ofisin başında Ahmet Bozer oturuyor.
Bölge hassas. İsrail ve Filistin, İran ve Irak, Afganistan ve Ermenistan, Sırbıstan ve Karadağ hepsi aynı bölgenin içinde yer alıyor.
Yani, Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya burada. Öyle ya, savaşı, acıyı, ölümü ve nefreti içiçe yaşayan bu Müslüman bölgede, bir ABD şirketinin kabul görmesi ilginç değil mi? Her ne kadar Müslüman dünya Ortadoğu'da "Go home Amerika" diye sloganlar atsa da sessiz sedasız "Welcome Coca-Cola" diyor. Kısacası Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor.

Çılgın
tüketim
Özellikle Filistin ilginç.
Hamas'ın işbaşına gelmesiyle başlayan süreç tüm dünyanın dikkatini Filistin'e çevirdi. ABD için Hamas bir terör örgütü.
Ama Coca-Cola, global yerelleşme ile İsrail ve Filistin'i aynı sepete koymuş. Üstelik Filistin'de fabrika yok, yatırım yok. İş ve aş yok. Fakat Filistin'de tek işveren var.
O da, Coca-Cola.
Filistinli bir işadamının kurduğu National Beverage Company, 2 fabrikasında 300 kişiyi çalıştırıyor. 3 bin kişiye de dolaylı olarak iş veriyor.
Üstelik yılda 1 milyar 750 milyon litre Coca-Cola tüketen Türkiye'nin arkasında yer alıyor.

Yasak böyle delinir!
Diyelim ki, Filistinliler için durum başka? Peki, Coca-Cola İran'da da var mı?
Elbette var. Her ne kadar nükleer silah tartışması devam ediyorsa da, İran'a yaptırım uygulayan ABD'ye rağmen Coca-Cola'nın İranlı ortağı yasağı delmiş bile.
Yaptırım öncesi kurulan 3 fabrikada üretim ve dağıtım yapılıyor. Irak'la ilgili gelişmeleri izleyen Coca-Cola, vakit kaybetmemiş Afganistan' da start vermiş. Henüz tarih belli değil ama mayıs ayı içinde Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai, Coca-Cola fabrikasının açılışını yapacak, kurdelayı NATO'nun Afganistan Temsilcisi Hikmet Çetin ile birlikte kesecek.
Zaten fabrikayı bir Türk firması yapmış.
Ve, bu durumda Coca-Cola, New York Borsası'ndaki ortaklarına kâr dağıtmaya devam edecek.
Globalleşme gerçeği işte...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA