Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Antalya'nın zor sınavı

Antik çağda Antalya ve yöresine Pamfilya denirdi. Pamfilya, farklı toplulukların huzur içinde bir arada olması anlamına geliyor, Toprağın kaderine bakın ki, inanışları ne olursa olsun milyonlarca insan bugün yine Pamfilya'da buluşuyor. 3 bin yıldır tarih ve coğrafya şehre bu olanağı sunuyor ama acaba Antalya bunu kazanca dönüştürebiliyor mu? Stratejik pazarlama planı var mı?
Eğer bir şehrin pazarlama stratejisi yoksa çaresiz büyük etkinliklere, EXPO'lara umut bağlanıyor. Bu yaklaşım çok doğru değil. Ciddi bir rahatsızlığın ağrı kesici ile tedavi edilmesi gibi bir şey.
Kitle turizminin başkenti Antalya'yı yanlış tedaviden kurtarmak lazım. 11 milyon ziyaretçisi ve 10 milyar doları aşan geliriyle yine gözde. Artık çok daha fazla kazanç elde etmesi söz konusu iken bir türlü bunu gerçekleştiremiyor.


***
İşte şimdi Botanik EXPO 2016'yı çıkış olarak görüyor. Çiçek ve çocuk diyerek ortaya güzel bir konsept koydu. Henüz şehir olarak bu konsepti destekleyecek bir argümanı yok!
Eskiden şehir mis gibi portakal çiçeği kokardı, portakal ağaçları bir bir kesildi. Ortada kala kala bilardo topu şeklindeki portakal heykelleri kaldı. Açıkçası kesme çiçek ve çocuk gibi iki konuyu seçen Antalya, ziyaretçilerine bu iki olguyu nasıl hissettireceğini göstermeli.
Örneğin, Altın Portakal Film Festivali'nin yanına 2013'ten başlamak üzere dünya çocuk filmleri festivali ekleyebilir. Şehrin her yerine portakal ağaçları dikilebilir, hatta portakal çiçeği kokusundan parfümler yapılabilir. Sonuçta şehir kesme çiçekle buluşmalı, insanlar, "Bak ne güzel şehir, çiçek ve çocuk üzerine kültür geliştiriyor" demeli ki, işin inandırıcılığı olsun.
Tıpkı Hannover gibi.
Hannover, çevre EXPO'sunu yapmak için yola çıktığında şehri, Avrupa'nın en yeşil şehrine dönüştürme kararı aldı. Bütün kurumlarıyla birlikte dünyanın dikkatini çevreye çekti, çevre sorunlarının adresi olmayı başardı.

***
EXPO'larda şehrin CEO'su belediye başkanıdır. Yerel yönetimler organizasyonu yönetir.
Sorduk, soruşturduk. Antalya ve İzmir hariç. Uluslararası Süs Bitkileri Bürosu'nun toplantısında ipi göğüsleyen ya da yarışan bir başka ülkenin valisine rastlayamadık. Zira Paris'te Antalya Valisi Ahmet Altıparmak orkestra şefi gibi organizasyonu yönetti. CEO görevini gördü. Demek ki yerel yönetimler o vizyon ve önderliği sergilemiyor ki, kamu devreye giriyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın bundan ders çıkarması lazım.
Antalya zor bir sınavdan geçecek.
Şu an başardığı işi nasıl taçlandıracağı kritik. Bu noktada ilk uyarı şehir marka uzmanı Muhterem İlgüner'den geliyor: "Antalya vakit kaybetmeden stratejik pazarlama planı hazırlamalı, arkasından 2.5 yıl önce ilk adımı atılan ama hâlâ ortada olmayan Antalya Tanıtım ve Promosyon şirketini faaliyete geçirmeli". Burada görev bu girişimciliğe öncülük eden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak'a düşüyor.
Bizden söylemesi.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA