Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Kürtler neden ders kitaplarında yok?

Eski Milli Eğitim Bakanı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Sivas katliamı davasındaki zaman aşımı meselesiyle ilgili bir açıklamada şöyle diyordu:
"Alevi çocuklarının Aleviliği öğrenmesinden ziyade Sünni çocukları Aleviliği doğru öğrensin diye çok önemli bir adım atılmıştır."
Çelik, bu sözleriyle milli eğitim bakanı olduğu dönemde ders kitaplarına 42 sayfalık Aleviliği anlatan bir metnin konduğunu belirtiyor.
Şu sözü kim bilir kaç kez duyduk ama şu ayrıntıyı hep atladık: "Sünni çocukları Aleviliği doğru öğrensin..."
Son 10 yıllık dönüşüm mücadelemizin özeti bu sözler... Aslında "cemevini ibadethane yapma" mücadelesinden çok daha önemli bir adım. Henüz işin başında da olsak, yüzde 99'u Müslüman olan bir toplum, kendi Alevilerini bilmiyor, tanımıyor ve ister istemez önyargılarla büyüyordu.
Herkesi Türk ve Sünni yapmayı aklına koyan devlet, neredeyse 2005'e kadar Türkiye toplumunun çeşitliliğini ve renkliliğini hep inkâr etti.
Aynı şeyi daha ağır biçimde Kürt meselesinde de yaşıyoruz. Yüzyılı aşkın süredir var olan Kürt meselesine rağmen, Türkiye'de Kürtlerin varlığı ancak 90'lı yıllarda konuşulmaya, kabul edilmeye başlandı.
O güne kadar ya "Dağ Türkü"ydü ya da "tanımlanamayan bir dil konuşan" insanlar topluluğu... Ne devletin birimleri, ne üniversiteler, bu Kürtler neyin nesi diye bir araştırma yapmadığı gibi İsmail Beşikçi gibi araştırmaya kalkanlar da içeri atılmıştı.
Kısaca Türkler, son yüzyılda, bin yıl önce Malazgirt kapısını birlikte açtığı, birlikte savaştığı, birlikte yaşadığı "kardeş"i Kürtlerin kim olduğunu bilmeden sorgulamadan yaşadı.
Ortak din, ortak tarih ve ortak kültüre rağmen o kadar kendi gerçeğinden uzaklaştırıldı ki, bazen kuşkuya düşüp "kuyruklu" mu acaba demeye bile kalktı.
Başbakan Erdoğan'ın sık dile getirdiği gibi bunun bir tek nedeni vardı: "İnkâr, ret ve asimilasyon" politikaları...
Şimdi bunların değiştiği bir zamanın içinden geçiyoruz ve yeni anayasa yapmaya, daha çok demokrasi getirmeye çalışıyoruz.
Ama ortada hâlâ "şiddet ve öfke" ekseninde ele alınan bir Kürt meselesi var. Daha önemlisi Kürtlerin kim olduğu da bilinmiyor.
Ne istiyorlar? Kürtler, nasıl bir halk? Kaç bin yıldır bu coğrafyada yaşıyorlar? Malazgirt'te, Çaldıran'da nasıl bir rol oynadılar? Babası Kürt, annesi Türkmen Selahattin Eyyubi bölgenin Müslüman halklarına ne kazandırdı? Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda nasıl bir rol üstlendiler? Lozan'a Kürtler destek verdi mi?
Peki, bu soruların cevabını neden ders kitaplarında okumuyoruz?
TRT Şeş'i hayata geçiren ve makulleştiren siyasi akıl, okullarda seçmeli ders veya ana dilde eğitim adımından önce, Türklere Kürtleri doğru anlatan ilk adımı eğitim alanında atmalı... Hâlâ bu toplumda Kürt kimliğinin tartışılıyor olması ilginç değil mi?
Hüseyin Çelik kendi döneminde Alevilere 42 sayfa yer vererek gerçekten önemli bir adım atmıştır. Alevilere karşı önyargıların nelere mal olduğunu yaşayarak gördük. Önyargıları kırmanın tek yolu eğitim.
Şimdi görev Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer'de... Tabii ki sadece Kürtleri değil, bu ülkede yaşayan herkes, bu ülkenin kurulmasına katkı veren ve bu ülkeyi zenginleştiren herkesi tanımalı.
Kışkırtmalara, ötekileştirmelere fırsat veren ırkçı yaklaşımları etkisiz kılmanın tek yolu bu...
Artık kimse "Bu Kürtler de nereden çıktı?" şaşkınlığı yaşamamalı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA