Masalarda başörtülü, başı açık kadınların özgüveni dikkatimi çekiyor. Kadınlar, erkeklerden daha çok tartışmanın içinde; biri şöyle diyor: "Bu lütuf değil, bir anayasa yapılacaksa elbette bana soracaklar...
Kadınlar bu sürece el koymalı."
Vatandaşlar istisnasız yeni anayasa istiyor ama siyasetçilerin kavgaları nedeniyle pek umutlu değiller. Diyebildikleri tek şey: "İnşallah olur."
Ama şu da bir gerçek ki, Türkiye toplumu siyaset sınıfını aşan biçimde fikrini söylüyor ve ambargosuz tartışıyor. Bunun belki de tek istisnası Kürt sorunu. Bu sorun açıldığında ya gerilim artıyor ya da sessizlik hâkim oluyor...
Anayasa toplantılarının ortaya koyduğu bir gerçek de bölgelere göre farklı talepler ortaya çıkması. İzmir'de Edirne'de yaşam biçimine yönelik kaygı ön plana çıkarken, Diyarbakır'da "özgürlük" talebi dikkat çekiyor.
Toplantıları düzenleyen TOBB'un düşünce kuruluşu TEPAV Direktörü Güven Sak anlamlı bir istatistik veriyor: "Toplantıların olduğu illerde katılımcıların yüzde 60'ı adalet istiyor. Bu talep toplumsal adaletsizliği de içeriyor. Bunun tek istisnası Diyarbakır. Diyarbakır'da yüzde 40 adalet, yüzde 40 özgürlük talebi var.
Bu da anlaşılır bir şey..."
Görünen o ki, yeni anayasa yapma konusunda Türkiye toplumu kararlı.