Yaz tatili bitti, okullar açıldı. 16 milyon öğrenci, 600 bin öğretmen ders başı yaptı. 1 milyon 226 bin öğrenci eğitim hayatına ilk adımı attı. Bu öğrencilerin çoğu ilk defa okulla ve öğretmenle tanıştı. Yaşamlarında örnek alacakları öğretmenlerini yakından tanıma fırsatı buldu. Kendilerine okuma yazmayı, yaşamın kurallarını öğretecek öğretmenlerine sıkı sıkı sarıldılar. Bu söylediklerim normal bir eğitim yılında olağan bir durum. Ama bu yıl durum böyle olmayacak. Milli Eğitim Bakanlığı, KPSS'de yaşanan kopya skandalından sonra ÖSYM'nin "Eğitim Bilimler Testi" ni iptal etmesi yüzünden alacağı 30 bin öğretmenin atamasını yapamadı. Bu yıl eğitime başlayacak ilköğretim 1'inci sınıf öğrencilerinin çoğu öğretmensiz eğitime başlayacak. Bakanlık öğretmen açığının yedek, sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmenlerle karşılanacağını açıkladı. Oysa ilköğretimin 1'inci sınıfı eğitim yaşamının en önemli basamağıdır. Bu sınıfta öğrenciye verilen şekil, onun gelecekteki yaşamının haritasını oluşturur. Araştırmalarda okul öncesi eğitim alan ve birinci sınıfa yetenekli ve başarılı bir öğretmenle başlayan öğrencilerin eğitim hayatının başarılı olduğu belirlendi. Biz ise bu çocuklarımızı öğretmen alımı yapamadığımız için öğretmenliği tescil edilmemiş, eğitimin gelişmelerinden habersiz insanlara teslim ediyoruz. Hayatlarını eğitimin ilk basamağında karartıyoruz. MEB, okul yöneticilerinin ve müdür yardımcılarının derslere gireceğini, öğretmen açığının bu yolla giderileceğini ileri sürüyor. Eğitim ve öğretimi düzenlemekten bitap düşen bu insanların ne derece eğitime yardımcı olacağı bir soru işareti. İki ay gibi bir süre vekil öğretmenlerle eğitimini sürdüren öğrencilerin ileride başarılı olması zordur. Benim yetkililere önerim, 1'inci sınıflara öğretmen olarak okulda eğitim veren üst sınıf öğretmenlerin atanması.
Üniversiteler boş kaldı
Her ile bir üniversite açılması, vakıf üniversitelerinin sayısının artması, üniversitelerin kontenjanlarının boş kalmasına neden oldu. Üniversitelere ilk yerleştirmede açıklanan 110 bin kontenjan açığı son kayıtlardan sonra 120 bine çıktı. Milyonlarca lira harcanarak gerçekleştirdiğimiz üniversitelerimiz boş. İkinci kayıt döneminde bile kontenjanların dolmayacağı açık. Devlet üniversitelerinde boş kontenjanları doldurmak için bir çaba yok. Vakıf üniversiteleri ise kara kara düşünüyor. YÖK yetkilileri üçüncü bir kayıt dönemini açmamakta kararlı. Boş kontenjanlar için yetkililer yeni bir yapılma önermeli. Yoksa üniversitelerdeki 120 bin açık kontenjanın hesabını kimse veremez.
Nöbet değişimi
Bazı görevlerdeki kişiler yaptıkları işlerle kurumlarına farklı değer katarlar. Bu kişilerden biri de Okan Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Sadık Kırbaş. Göreve geldiği günden beri üniversiteyi uluslararası bir üniversite haline getirmek için her türlü çabayı gösterdi. Geriye 5 yabancı dille eğitim veren bir üniversite bıraktı. Görevini dün Bilgi Üniversitesi rektör yardımcılığından gelen Prof. Dr. Şule Kut'a bıraktı. Yeni rektörün, üniversitenin mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan'la birlikte üniversiteyi daha büyük hedeflere taşıyacağına eminim. Yeni görevinde başarılar dilerim.
