Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Üçüncü günde üstünüze afiyet

Dakika bir, gol bir. Havai fişeklerin dumanı dağılmadan haberleri gelmeye başladı insan saçmalıklarının.
Aramızdaki sınıra set çekme planını açıklayan Yunanlı bakan Papuçis "Duvar ABD-Meksika sınırındakine benzeyecek" buyurdu.
Hiç benzemeyecek. Amerika komşusundan kat kat zengin ülke. Meksika'nın yoksulları iş aramaya gidiyor oraya. Yunanistan ekonomisi ise Meksika'nınkinden kötü durumda; vatandaşlarından kimileri Türkiye'de iş aramakta.
Aramızdaki sınırı pasaportsuz geçenler bambaşka ülkelerin kaçkını aç göçmenler. O sorunu duvarla çözmeye çalışmak kum torbasıyla taşkın durdurma çabası gibi bir geçici önlem denemesi.
Gerçek çözüm dünya genelindeki adaletsizliklerin giderilmesini başlatmaktır. Onun yolu da duvarcılıkta değil, insancıl devlet adamlığında ustalaşmaktan geçer.
Sorunlu komşumuzdaki politikacıların bu gerçeği kavramaları benim yeni yıl dileklerimden biri.

***

İnsan yapısı öyle felaketler vardır ki, yaktığı kişiler arasında kimin daha zavallı kurban olduğunu kestiremezsiniz. Irz düşmanından kaçmak için balkondan atlayan kadın kaldırımdaki sakat dilencinin üstüne düşünce ikisi de ölürse, hangisine daha çok acırsınız?
Bizdeki 90 dakikalık ıvır zıvır televizyon dizileri, yapanı ezen, izleyeni de aptallaştıran birer felaket.
Gelişmiş ülkelerin aydınları TV cihazlarına "ahmak kutusu", onların önünde ömür tüketen bağımlılara da "kanepe patatesi" derler. Utanarak itiraf edeyim ki ben bol ve kolay para kazanmak için bir ara oralardaki dizi endüstrisinin atölyelerinde görev yaptım. (Biraz da "Bize tepeden bakan Batı'nın salaklığına gülümseyeyim" duygusu içindeydim.)
Hinoğlu hin yabancı meslektaşların yayın süresi doldurmak için olay ve laf üretirken izleyicileri ne kadar çocuk yerine koyduklarını anlatsam inanmazsınız. Uydurdukları şeyler çoğu zaman grup içinde kahkahalarla karşılanır, ama kabul görürdü. Söz konusu süre ya 30, ya 45 dakikaydı. Bizim 90 dakikamızı duysalar daha alaycı kahkahalar atarlar herhalde.
Sektörde çalışanlarımız biraz başkaldırmayı nihayet akıl edebildiler. Kültür ve Turizm Bakanı da onlara arka çıkarak durumun insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. (İnsan aklının düzeyine ve dengesine de aykırı.) Umarım desteği lafta kalmaz. Kalırsa, Adalet ve Sağlık Bakanlarımıza iş düşecek.
***

SABAH'ın New York Times ekinin tadını çıkarıyor musunuz? Ülkemizde pek az görülen bir özenle hazırlanmış sayfalardaki haber ve yorumları atlıyorsanız çok şey kaçırmaktasınız demektir.
Ben Batı medyasını her gün İnternet ve ekranlarda izlemeye çalıştığım halde bizim ekte hep yeni şeylere rastlıyorum. Dün Amerika'nın savunma giderlerinin tabulaşmasını eleştiren inceleme yazısında sarsıcı bilgiler vardı:
O harcamalar toplamı ikinci sıradaki Çin'inkinin altı katından fazla. Kendi sınırları dışındaki 560 küsur Amerikan üs ve tesisinin çoğu İkinci Dünya Savaşı kalıntısı gereksiz şeyler. İstihbarat örgütleri çok büyük: en gizli belgeleri görme izni olanların sayısı başkent nüfusunu geçiyor. Barışçı bilinen Obama selefi Bush'un istediği en yüksek savunma harcamaları toplamından fazlasının peşinde, v. b. Bu neden böyle? Onu da ben söyleyivereyim: Yalnız silah üreticileri ve tacirleri değil, Amerika'nın rotasını çizen güç odaklarının pek çoğu gerginlikten para kazanıyorlar da ondan.
Dünkü ekin bir başka yazısında şu müthiş bilgi vardı: İspanya ormanlarındaki bir mağarada bulunan kemiklerin incelenmesiyle, 50 bin yıl önce yaşamış -genetik miraslarını bizim de DNA'larımızda taşıdığımız-Neandertal hısımlarımızın yamyam olduğu anlaşılmış.
Günümüzde gereksiz yere birbirimizi niçin yediğimizi merak ediyorsanız, alın size ipucu!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA