Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Hassasiyet massasiyet

Hürrem'le Kanunî'den çok bizim yazar-çizer tayfası yatıp kalkmakta günlerdir. Muhteşem konuya hiç değinmemeye niyetliydim. Çünkü tartışmaların özü benim uzmanlık dalımla, seyirlik metin yazarlığıyla ilgili.
"İyi ya, gir kendi alanına, bilirkişi raporunu ver" diyebilirsiniz. Etik açıdan sakıncası var. İnsan meslektaşlarla rekabet potansiyeli taşıyan durumlarda eleştirmenliğe soyunmamalı.
Ama RTÜK devreye dalınca iş değişti, toplumsal boyut kazandı; tepki vermek yorum görevi oldu. Önce söz konusu diziye ilişkin düşüncemi söyleyeyim açıkça.
Yapım kalitesi iyi. Çekim yanlışları ve tarihe uyum hataları var, ama onlar önemli değil. Asıl felaket senaryo maalesef.
Dizinin adı "Kanuni'nin Aşkları" ya da "Hürrem ile Süleyman" ya da "Haremdeki Lanet" falan olsa, mesele yok. Meraklısı izler, daha fazlasını bekleyip hayal kırıklığına uğrayan kanal değiştirir, geçer gider. Oysa muazzam bir imparatorluğun en görkemli dönemini ekrana taşıma iddiasındaki dizinin ağırlıklı kapsamı bir "avrat dalaşları" hikâyesine indirgenmiş.
Sorun padişahın "kadın düşkünü" gösterilip gösterilmediği açısından tartışılmamalı. (Kanguru düşkünü olacak değil ya.) Yaklaşımdaki temel bayağılığın nedeni kaba çizgili gönül ve seks serüvenleriyle izleyici avlama çabasındaki esnaflık.
Metin o düzeyde bile yetersiz. Kişiler mukavvadan oluşmuş gibi iki boyutlu. Bir şeyler yapıyorlar ama davranışlarının ruhlarındaki hangi iç çatışmalardan kaynaklandığına ilişkin ipuçları yok. Dil yavan. Dönem ağzı kullanılmasa bile konuşmalara "Osmanlı havası" verilebilirdi. O yüzyılın saraylıları "Çocuklar Duymasın" dizisinin diliyle çene çalıyor, üstelik "kontrol, rapor, diplomasi" gibi sözcükler kullanıyorlar.
Olay uydurma çabasındaki acemilikler mantık zorluyor. Kanuni'nin odasına çağırdığı cariye kadın kıskançlıkları yüzünden zindana atılırken kimse "Padişah anamızı ağlatır" diye o saçmalığa karşı çıkmıyor.
Hasılı, Oscar Wilde ne demişti? "Kitabın ahlaklısı ahlaksızı olmaz; iyi yazılmışı, kötü yazılmışı olur." Bu dizi kötü yazılmış, yapımcısı da "reyting" kaygısıyla yetersiz metin kullanmış. Eleştiriler ve tepkiler o çizgide kalsaydı mesele olmazdı.

***

Gelgelelim madalyonun öteki yüzü var. Bir şeyi beğenmemek başkadır, yasaklamaya kalkmak başka. RTÜK adlı ucube kurul ikisinin karıştırılmasının sopalı aleti. Karar verirken açıkladığı gerekçe ise dizinin metninden daha abuk sabuk.
Durumu incelerken fark etmiş ki 3984 sayılı yasanın 4. Maddesinin (e) bendi uyarınca "ihlal" suçu işlenmekte. Niçin? Çünkü "tarihe mal olmuş bir şahsiyetin mahremiyeti konusunda gerekli hassasiyet" gösterilmemiş.
Gelin de gülmeyin. Hangi mahremiyet? Sanki televizyoncular padişahın gizli metresini açığa çıkarmışlar!
Yahu, adamın haremi var. Yalnız onun değil, çok yakın geçmişimize kadar o derdi göze alan bütün erkeklerimiz çok kadınlı yaşayabiliyorlardı. (Benim babamın iki karısı vardı). Ve apaçık toplum gerçeğiydi bu. Ne mahremiyeti?
Asıl sorun böyle zırvalara kapıyı açık bırakan yasaların yürürlükte kalması, dokumuzdaki istemezük yatkınlığına çanak tutulması. Şimdi yol olursa, yarın öbür gün bilmem kaç bin kişi "Padişahın namaz kılışının gösterilmesi laiklik hassasiyetimizi ihlal etti" diye patırtı koparırsa, o tepkiye pabuç bırakılacak mı?
İktidar partisi ekonomik enflasyonu durdurarak sağlıklı bir iş yaptı. Yasaklar enflasyonumuzu kısıtlayacak yasal düzenlemeler gerçekleştirebilirse, yüzde 42 kesiminden puan alır. Muhafazakârlık gösterileriyle MHP'den alabileceğinden fazlasını.
***

Siyasetçilerin sanat üstüne görüş bildirmemeleri gerektiği tezine katılmıyorum. Sanatçılar nasıl politika uzmanı olmadan o konuda ahkâm kesebiliyorlarsa, politikacılar da sanata ilişkin düşünce açıklayabilirler. Yaklaşımlarının tutarlı ve ipe sapa gelir olması koşuluyla.
Bülent Arınç yetki alanındaki TRT gülünç bir "Nâzım Hikmet belgeseli" yayımlayınca ses çıkarmadı. Şimdi RTÜK ibrikçibaşılığına destek veriyor. Kıstas seçer ve televizyon dizileri üstüne Meclis konuşması yaparken biraz daha hassasiyet gösterse iyi eder.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA