Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

İğnesiz gençlik aşısı

Boks maçı izlerken "Öf, amma çok yumruk atılıyor" diye sızıldanmazsınız. Seçim çekişmelerindeki hırçınlıklara da şaşmayın öyleyse.
Oy pastası paylaşılırken birkaç tokat, hatta tekme atılması doğaldır.
Ülkemizde asıl yadırganacak ego dalaşları insancıllık ve güzellik yaratma uğraşı sayılan sanatla ilgili kişiler arasında yaşanmakta. Ödenekli tiyatrolarımız içindeki müzmin kavga gürültü çirkinlikleri beni o alandan soğuttu neredeyse.
Sahne sanatlarımızın özel kesiminde gerginliklerin daha az olduğunu sanıyordum.
Dün Gencay Gürün'le konuştum.
Anlattıkları tansiyonumu yükseltti.
Aslında sinir bozucu tablolarla karşılaşmak için ayrıntılı kulis bilgilerine gerek yok; medya raporları yeterli. Son örnek vaktiyle sevimli sayılan Levent Kırca'nın Ajda Pekkan'a saldırısı. Yılları yenmesiyle ünlü yıldızın yaşı, fiziği, estetik işlemleri üstüne söylediklerini köpek yese kudurur.
Bunlara baktıkça gazete ve televizyon perhizine girmeye, tiyatroyu da defterimden büsbütün silmeye niyetleniyordum ki imdadıma gençler yetişti. Dünyanın en hamarat eleştirmeni Üstün Akmen ve en işsiz yönetmeni Zafer Kayaokay (ne demek istediğimi birazdan belirtirim) gibi dostlarla birlikte Terakki Vakfı'nın Gençlik Tiyatroları Festivalini izlerken Haldun Taner'in "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" oyununa rastlamak ilaç gibi geldi.
Toplumumuzun yakın geçmişini acıklı güldürüye çeviren terslikler sahnede sıralanırken bugünkü durumumuza şükrettim.

***

Güzel sürpriz, oyunun sahnelenme kalitesiydi.
Rejisi, oyunculuğu, müziği, dekoru, ışığı, kostümüyle temsil profesyonelleri aratmıyordu. Duydum ki festival birincisi seçilmiş. Sunan topluluğun Tevitöl Sahnesi olmasına da ayrıca sevindim.
Hani, daha önce sözünü ettiğim, her yıl üstün yetenekli 60 çocuğa kucak açan TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi var ya. Oradaki öğrencilerin topluluğu.
Okulun her alandaki başarısının sırrını araştırmayı sürdürüyorum. Birincisi başındaki insanların kalitesi herhalde. Bütün konularda uzmanlar eliyle birinci sınıf eğitim sağlaması. Örneğin müzik bölümünün kurucu melekleri Güher ve Süher Pekinel kardeşlerin sürekli özeni o konudaki başarının garantisi.
Ama galiba asıl anahtar öğrenci kabul süzgeçlerinin sonuncu aşaması. Başvuranlara çok yüksek çıta atlatan iki yetenek sınavından sonra uygun adaylar beş günlük gözlem kampına çağrılıyor. Onların arasından seçiliyor son 60 öğrenci. Aranan en önemli özelliklerden biri yatılı ortamda toplu yaşantıya uyum.
Sonucu oradaki gençlerle sohbet ederken açık seçik görüyorsunuz. Beylik ama kritik tek sözcükle: Sevgi. Hafta sonlarında ve tatillerde eve çıkmak istemiyorlar. Aile hatırı için katlanıyor kimileri o zahmete.
Birbirlerini, okulu, hayatı, bütün insanları seviyorlar.
Ülkemizde herkese en ivedilikle gerekli özellik!
***

Zafer Kayaokay'a ise neden en işsiz - dolayısıyla en mutsuz- yönetmen dedim? Temel işlevini yerine getirmekte zorlanan Devlet Tiyatroları içinde hemen herkes mutsuz zaten. Oyuncuların durumunda hiçbir düzelme yok. Dışarıdan rejisörlere iş verilirken kurumun kendi yönetmenlerinden birçoğu boş oturmakta.
Onlardan biri olan Zafer paslanmamak derdinde.
Ders verdiği İstanbul Kültür Üniversitesi'ndeki öğrencileriyle birlikte haldır haldır tiyatro yapıyor, geçen aydaki Uluslararası Cüneyt Gökçer Festivali gibi şenlikler düzenliyor.
Ne yalan söyleyeyim, el üstünde tutulan "eğitim" ya da "gençlik" türünden kimi kavramları sözcük düzeyinde fazla kullanıldıkları zaman sıkıcı buluyorum. Her konuda yenilik arayışına hız verdiğimiz bugünlerde yeni kuşak elbette umudumuzdur da, gençler arasında beğenilmesi zor olanlar yok değil.
Ama tersini görme fırsatları üst üste geldi. Pazar günü Kültür Koleji Mezunlar Derneği'nin davetinde görev yapan gençlerle büyüklerinin aralarındaki ilişkinin sıcaklığı içimi ısıttı.
Kurucu Fahamettin Akıngüç dostuma camiadaki havanın sırrını sordum. Kademe ve bölüm duvarlarının yokluğuyla sağlanan kaynaşma olduğunu söyledi.
Gençlerin enerjisini doğru kullanarak genelleştiremez miyiz onların başarılarını?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA