Bodrum'un nasıl bir dünya harikası olduğunu biliyor muyuz?..
Bilsek kıymetini biliriz..
2006 yılında, yani beş sene evvel, New York Times üst üste makaleler yayınladı, "Bodrum.. Yeni St. Tropez" diye..
Dünya o zaman St. Tropez'yi biliyor.. "Tatil" deyince, "Deniz" denince dünyanın ilk aklına gelen isim o.. St. Tropez..
Oysa, dünyanın en yaygın ve en etkin gazetesi "Bodrum" diyor ısrarla..
O zaman okurken, gülmüştüm içimden.. "Hangi St. Tropez" diye..
St. Tropez bir minik sahil kasabası.. Arabaya binip yarım saat gittiniz mi de, bir kumsalı, doğal plajı var.. Hepsi o.. Bir kasaba, bir kumsal.. Kumsalın karşısı da alabildiğine deniz.. Öyle manzara falan yok..
Oysa Bodrum hazine.. Yığınla ayrı koyu, yığınla ayrı plajı, yığınla ayrı manzarası var.. Karşılarındaki adaların muhteşem görüntüsüyle doğal plajlar..
..Ve de müthiş bir tarih..
Tarihin babası Heredot Bodrumlu.. Tıbbın babası Hipokrat Bodrum'un hemen karşısındaki manzarada, Kos'ta doğmuş. Antonyus ve Kleopatra, Roma yolunda, Bodrum Yarım Adasında bir müthiş balayı geçirmişler. Brutus ve Cassius, Sezar'ı öldürme planlarını Bodrum'da yapmışlar. Büyük İskender doğuyu fethe çıktığında bir tek Halikarnas'ı, yörenin o zamanki başkentini, yani bugünkü Bodrum'u fethedememiş.. Hindistan'a kadar giderken.. Ateşkes anlaşması yaptığı tek yer. Ve de en önemlisi.. Dünyanın yedi harikasından, bugün ayakta kalan ikisinden biri olan Mozole'nin (Öteki, Piramitler) yeri Bodrum..
Mozole Berlin'e taşınsa da..
..Ve Bodrum Kalesi.. Batı Anadolu'yu adım adım parselleyen kutsal şövalyelerin, Anadolu Selçuklularının gelişiyle birer ikişer İslam dünyasına kaptırdıkları kalelerin sonuncusu.. Ünlü Şövalyelerin Anadolu'da son durağı.. Oradan Rodos ve Malta.. Bodrum, Hıristiyan dünyası için ayrıca özel..
Ve o kalede emsalsiz bir müze var..dı.. Dünyanın en benzersiz sualtı müzesi. Zamanın müdürü Oğuz Alpözen'in "Yaşayan Müze" konseptiyle geliştirdiği unutulmaz güzellik.. Oğuz Müdürü hapse attık, başarısından ötürü. Müze şimdi ne halde, bilmem..
Tarih deyince bir de parantez açmam gerek.
Okur, Melike'den aldığım minik not..
"Bodrum tatilimde Gümüşlük'teki Tavşan Adası'na gittim. Tarihi yoldan yürüyerek adaya geçmek niyetiyle gittiğim Gümüşlük'te hayal kırıklığı yaşadım. Yolun taşlarının bozulduğunu bu yüzden oradan geçemeyeceğimi söylediler. Zaten tarihi yolun başlangıcının olduğu yere de balık lokantasını kondurmuşlar.
Tarihten bir parça daha kaderine terk edilmiş."
Yani, satmayı bilebilsek, pazarlayabilsek, Bodrum akıllara seza bir dünya incisi olur.. Dünya Bodrum'a taşınır.. Dünya dediysem, Zenginleri.. St. Tropez dolar milyonerlerinin tatil yeridir. İpini koparan gelemez. Aç kalır, sokakta kalır çünkü..
St. Tropez limanındaki o dünyaca ünlü Le Senequier'e girdik Ertekin'le.. Hava nasıl sıcak.. Kanter durumları.. "Aman önce bir buzlu su" dedik.. Sonra da menüye bakıyoruz, nasıl bir kahve ısmarlasak diye.. Suyun fiyatı dikkatimi çekti.. Valla abartmıyorum.. Nerdeyse şampanya parası..
"Bu fiyata su olur mu" dedim garsona.. "O fiyata olmasa, siz bu masayı boş bulup gelip oturabilir miydiniz" dedi..
St. Tropez A'dan Z'ye zengin turist için planlanmış..
Biz, Bodrum'da pahalılıktan şikâyet ediyoruz..
Yok efendim, 500 euroya otel varmış.. Olsun. 5 bin Euro'ya da olsun.. Yarımadada 50 liraya kalınan pansiyonlar da var. Herkes kesesine göre yatıp kalkar, yer içer..
Pahalı, çok pahalı yerler olmalı ki Bodrum'da, zengin turiste cazip gelsin.. Dünya böyle..
Tabii, günün koşullarında pahalı olmanın bir sebebi daha var..
Efendim taksici kazıklıyormuş.. Efendim bu paraya köfte olur muymuş, falan, filan..
Yılda üç, bilemedin dört ay kazanıp, 8 ay sinek avlarsan, o dört aylık kazancınla aile geçindirmeye, çocuk okutmaya mecbursun.. İşe bir de o yönden bakmak lazım, herkese saldırmadan..
Bodrum bu ülkeye milyarlar kazandırır. Bodrum, bu ülke insanına binlerce yeni iş yeri üretir. Hem de büyük gelirlerle.. Bodrum pek çok sorunu çözer.. Antalya'dan da önce çözer.. Çünkü Antalya yöresinde nem oranı her zaman yüksek. Sıcakta boğuluyorsunuz. Bodrum yarımadası nem açısından talihli. Orada kuru sıcak var, nem yok.. Yani, "Turizm" deyince aklınıza ne geliyorsa, Bodrum Yarımadasında var..
Peki ne yok?.
Devlet..
Bodrum'da devlet yok. Planlama yok. Düzen yok.. Turizm politikası yok. Öyle olunca da, ucuz yerli ve ezberlemiş gibi gelen günde en fazla yüz lira harcayıp giden fukara İngilizlerden başka kapı çalanlardan başkası pek yok..
Bodrum, zengin dünya için bir cazibe merkezi olamadı, zenginliğin her türüne sahipken..
Ne demek istediğimi yarın anlatacağım..