Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Türkiye'de ne kadar sıcak para var

Yılın ilk üç ayında ekonomide büyüme hızının yüksek çıkmasına, bazıları yine dudak büktü. Yüksek büyümenin sıcak paradan kaynaklandığını söylemeye başladılar. Sıcak para, vadesi bir yıldan kısa olan yabancı para cinsinden borçlara verilen addır. Bu paranın, ülkeyi aniden terk etmesinin para ve bankacılık sisteminde kriz yaratacağı düşünülür. Peki, Türkiye için böyle bir tehlike var mı?
Bir kere bizde devlet, masraflarını sıcak parayla finanse etmiyor, kısa vadeli borçları 4.6 milyar dolar civarında. Devlet bu miktardaki kısa vadeli borcunu kolayca ödeyebilir.
Bizde sorun olan özel sektörün kısa vadeli borçları... Bu borçlar 48.1 milyar dolar tutuyor. Bu borcun 26.4 milyar doları bankaların borçları. Kalan 21.7 milyar dolarlık kısım ise şirketlerin kısa vadeli borçları. Hemen belirtelim, özel sektörün kısa vadeli borç tutarı geçen yılın ilk üç aylık dönemine göre 5.4 milyar dolar arttı.
Gelelim kısa vadeli borçların, yüksek çıkan üç aylık ekonomik büyüme üzerindeki etkisine... Büyümeye olumlu katkısının olduğunu inkâr etmek mümkün değil. Yüzde 11.7 oranındaki ilk üç aylık büyümede bu giren paranın muhakkak payı var. Ayrıca bu paranın Türkiye'ye gelmesi, ekonomiye olan güvenin de bir göstergesi oluyor. Öyle ki, geçen yılın ilk dört ayında, Türkiye'deki portföy yatırımlarından 2.2 milyar dolar tutarında çıkış olurken, bu yılın aynı döneminde tam aksi yönde gelişme yaşandı ve 7.2 milyar dolar giriş oldu. Bu da bize gelen sıcak paranın aslında nereye yatırıldığını açıkça gösteriyor.
Peki sıcak paranın Türkiye için hiçbir tehlikesi yok mu? Pek yok. Çünkü bizdeki sıcak paranın borçlusuyla alacaklısı aynı kişiler. Türkiye'de bazı işadamları ve yatırımcılar paralarının bir kısmını yurtdışında tutuyor. Ve yurtdışından kendi şirketlerine ya da kendi hesaplarına borç veriyorlar. Böylece Türkiye için yapılan sıcak para tanımı diğer ülkeler için yapılan sıcak para tanımından tamamıyla farklı oluyor. Türkiye'de oturanların kendi kendilerine yaptıkları borçlardan dolayı, borçlar ödenmeyince takibata geçmeleri mümkün değil.
Zaten bu görüşümüzü, derinleşen küresel kriz sırasında yaşananlar da doğruladı. "IMF'den 35 milyar dolar alıp bize vermezseniz, batarız" diye hükümeti sıkıştıranlar, hâlâ batmadı. Batmak bir tarafa, bir cepten bir cebe kendi kendilerine verdikleri borçlarını IMF olmadan paşa paşa ödediler.
Bazılarını mutsuz eden yüksek ekonomik büyüme oranına, "sıcak para büyümesi" demek, bütün bu nedenleri dikkate aldığınızda, insaf ölçülerini aşan bir eleştiri oluyor. Sıcak paranın klasik anlamdaki risk unsuru bizde yok. O halde iddia edildiği gibi ortada sürdürülemez bir durum da yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA