Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Kıbrıs'ta özelleştirme nasıl yapılamadı?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bütçesinin iki yakası yıllardır bir türlü bir araya gelemedi.
Peki Kıbrıs bütçesi niye bir türlü denkleşmedi? Çünkü Kıbrıs'ta yoğun bir devlet ekonomisi var. Devlet, çikolatadan meyve suyuna, sütten peynire kadar en basit malları bile kendisi üretiyor. Peki bütün dünya, devleti ekonomik hayattan çekerken, Türkiye de bu yönde kendi kamu şirketlerini özelleştirirken, niye Kıbrıs'ta meyve suyu üreten devlet şirketleri özelleştirilmedi? Hiç mi bunların özel sektöre satılması gerektiği akla gelmedi?
Aslında bütün bu tesislerin özelleştirilmesi için 1987'de çalışmalara başlandı. Ama özelleştirme bu güne kadar bir türlü yapılamadı.
Kıbrıs'ta özelleştirmenin ilk adımını dönemin Başbakanı Turgut Özal attı. Özelleştirmenin başında bulunan Cengiz İsrafil'e Kıbrıs için bir rapor hazırlattı. Böylece devlet mülkiyetinde olan 22 KİT'in özelleştirilmesi için doğru dürüst bir plan yapıldı. Ama bu özelleştirme planına başta Kıbrıslılar karşı çıktı.
Ardından 1995'te Özelleştirme İdaresi'nin başkan yardımcısı Salih Taştan Kıbrıs için yeni bir özelleştirme planı daha hazırladı. Sık kesilen elektrik nedeniyle sağlıklı bir sanayi ve hizmet sektörünün kurulabilmesi için enerji kalitesini yükseltmek amacıyla hemen elektrik işletmesinin özelleştirilmesini önerdi. Havayolları ve telefon şirketlerinin halka arz edilerek, İMKB'de işlem görmesi için çalışmalara başladı. Ama gelin görün ki bu özelleştirme planına da başta Mümtaz Sosyal olmak üzere bazı politikacılar karşı çıktı.
Hatta Mümtaz Sosyal, özelleştirme planının Lefkoşa'da tartışıldığı sırada, salonda elektrikler kesilince ne diyeceğini şaşırdı. Özelleştirme raporundaki önerileri okumadan, raporu eleştirdiği ortaya çıktı.
Gelelim bu günlere... Kıbrıs'ta özelleştirme yapılamayınca, KİT zararları, devletin sırtına her gün kabaran rakamlarla yük olmaya devam etti. Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın zararı 40 milyon liraya ulaştı, borçları da 120 milyon doları geçti. Halbuki bu şirket halka açık olsaydı, neden zarar ettiği hemen ortaya çıkardı ve önlem almak mümkün olurdu. Tabii şimdi iş işten geçti ve şirket de zaten battı.
Peki bugün ne yapmalı? Kıbrıs'ta devlet yönetimindeki şirketler hiç zaman yitirilmeden hızla özelleştirilmeli. Böylece devlet bütçesi üzerindeki verimsiz işletmecilik yükü kaldırılmalı. Hatta verimsiz çalışan KİT'lerdeki personel, ücretleri garanti edilerek, diğer kamu kuruluşlarına aktarılmalı. Aksi takdirde, Kıbrıs sürekli Türkiye'den yardım bekleyen bir KİT olarak kalacak.
Bir "KİT devlet" olmaya, Kıbrıslılar da razı olmamalı, kimseden yardım almadan kendilerinin yönettiği bir ekonomiye sahip olmalılar. Ancak o zaman, Lefkoşa'nın meydanlarındaki "bağımsızlık" afişleri gerçekten bir anlam ifade edebilir ve ciddiye alınır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA