Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Halkı yanılttılar kendileri kazandılar

Pazartesi günü Financial Times (FT) gazetesi döviz yatırımlarıyla ilgili özel bir ek yayınladı. Ekin dördüncü sayfasında Türk parasının taşıma ticarette (carry trade) bu yıl başından beri en çok para kazandıran yatırım aracı olduğu belirtiliyor.
Nedir taşıma ticaret? Taşıma ticaret, ucuz faizli para biriminden borçlanıp, yüksek faizli para birimine yatırım yapmak anlamına geliyor. Bugün dünyada paranın fiyatı düşük. Mesela Japon yeninin kredi faizi neredeyse sıfıra yakın. Yine Amerikan dolarının ve euronun faizleri de oldukça düşük.
İşte bu düşük faizli parayla borçlanıp, yüksek faizli para birimlerine yatırım yapmak çok kârlı bir ticaret. Aslında bu, ticaretinde ötesinde bir soygun. Çünkü yüksek faiz verdirmek için önce bir ülke hakkında olmadık riskler yaratılıyor, sonra kredi derecelendirme kuruluşlarına o ülke için düşük not verdiriliyor.
FT'nin ekine dönersek... Türk parasının ve Japon yeninin taşıma ticaretini değerlendiren döviz yatırım danışmanı Chris Towner, "bu yıl başında Türk parasına 40 Japon yenlik yatırım, şimdi 46 yen oldu. Böylece yatırımcı, sermaye kazancının yanında bir de üstüne üç aylık faiz kazancı elde etti" diyor.
Ve bu yılın en kârlı taşıma ticaretinin Japon yeni borçlanıp, Türk parasına yatırmak olduğunu ileri sürüyor. Bu kârlı olayı anlatmak için FT'nin ekine yarım sayfa Türk parası ve Japon yeni resimleri konarak, resmin altına da "duble memnuniyet" yazılmış.
Peki bu duble memnuniyeti kimler sağladı? 2011' in son üç ayında, yurtdışından ve yurtiçinden, "Türkiye ekonomisi batacak, 2012'de bütçe finanse edilemeyecek, dolar 2.5 liraya çıkacak" diyenler... Sürekli kara propaganda yaparak beklentileri olumsuza çevirenler... Kısacası faiz lobisi bu duble memnuniyeti sağladı tabii.
Lobi, bir yandan spekülatif döviz ataklarıyla Merkez Bankası'na saldırırken, bir yandan da medya desteğiyle yapay riskler yarattı. Dövizi ve faizi yükseltti. Bunu yapanların nasıl bir sonuç elde ettiğini şimdi FT'nin ekinden maalesef bir başarı hikâyesi olarak okuyoruz.
Anlatılan başarı şu! Faiz lobisi ve bunların hizmet ettiği patronları, Türkiye'ye taşıma ticaretle, üç ayda büyük kazanç elde ettiler. Onlar kazanırken vatandaş kaybetti. Her gün yazılı ve sözlü basında "dolar 2.5 lira olacak" beklentisi yaratanların etkisiyle vatandaş yıl başında 1 lira 90 kuruştan dolar aldı ve zarar etti.
Bu yanılgıyı yaratanlar ise ucuz fiyattan döviz borçlanıp yüksek kurlardan döviz bozdurdular ve tam tersi kendileri Türk parasına yatırım yaptılar. Böylece bu yılın ilk üç ayında Japon yeni üzerinden taşıma ticaret yapanlar yüzde 15 sermaye kazancı, yüzde 12'den yıllık faiz oranıyla üç ayda yüzde 3 de ek faiz kazancıyla toplam yüzde 18 kazanç elde ettiler. Yanılttıkları vatandaş ise dolar 2.5 lira olacak korkusuyla 1.9 liradan aldığı dolardan üç ayda yüzde 6.3 zarar etti. Üstelik alternatif faiz getirisini de kaybetti.
Anlayacağınız faiz lobisi içerden ve dışarıdan Türkiye'ye saldırıp hiçbir yerde kazanamayacağı parayı üç ayda kazandı. Peki bu ticaret, "rekabetçi serbest piyasa ekonomisi"nin ticareti mi? Hayır. Çünkü bu ticareti yapay riskler yaratarak yapıyorsan bunun adı ticaret olmaz, bunun adı düpedüz soygun olur. Faiz lobisi de Türkiye'nin soyulmasına işte böyle aracılık etti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA