Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Türkiye kutup ülke mi oldu?

IMF ve Dünya Bankası'nın bahar toplantılarında iki önemli konu ele alındı. Birincisi zayıf Avrupa ekonomisi için fon yaratmak oldu. Gündemi belirleyen ikinci başlıkta küresel düzeyde artan emtia fiyatlarının yol açtığı sorunlar ele alındı.
Önce emtia fiyatlarının yarattığı sorunlara önerilen çözümü söyleyelim... Petrol, kömür, bakır, buğday, demir fiyatları 2005'ten günümüze iki hatta üç kat yükseldi. Emtia fiyatlarındaki bu yükselme ve oynaklık küresel ekonomiyi tehdit ediyor. Sürdürülebilir bir ekonomik gelişme için belki de hayat tarzlarının değişmesi gerekecek. Daha az su tüketen daha az çevreyi kirleten bir ekosistem kurulması gerekiyor. Kısaca, çözüm her türlü israfı önleyen bir yeniden yapılanmadan geçiyor.
Gelelim Avrupa ekonomilerini kurtarmak için toplanan paralara... IMF para toplamak için Çin, Brezilya, Hindistan ve petrol üreten Körfez ülkelerine başvurunca onların cevapları çok açık oldu "para veririz ama IMF'de daha fazla söz hakkı isteriz" dediler. Haklılar çünkü 2010'da IMF yönetiminde Avrupa'nın söz hakkı yüzde 4 azalırken, gelişmekte olan ülkelerin yüzde 6 arttı. Ama bu yetmez. Çünkü dünya üretiminde gelişmekte olan ülkelerin payı hızla artarken, zengin ülkelerin payı azalıyor. 1980'de AB'nin dünya üretimindeki payı yüzde 31 düzeyindeyken, 2011'de yüzde 20'ye geriledi, tahminlere göre 2017'de yüzde 17 olacak.
Avrupa ülkelerinin dünya üretimindeki payının gerilemesi karşısında sadece Asya'nın iki ülkesi Çin ve Hindistan'ın payı mukayese edildiğinde bu iki ülkenin 1980'de dünya üretiminde yüzde 8 olan payı, 2011'de yüzde 25'e yükseldi, 2017'de yüzde 31 olacak.
ABD'nin dünya üretimindeki payına gelince...1980'de ABD'nin payı yüzde 25 düzeyindeydi, bu pay 2011'de yüzde 19 oldu, 2017'de yüzde 18 olacak. İşte bu nedenle gelişmekte olan ülkeler haklı olarak IMF yönetiminde daha fazla söz hakkı istiyorlar. Artık Avrupa ve ABD'nin her dediğini uygulayan edilgen ülke olmak istemiyorlar.
Peki dünya jeopolitiği ve ekonomisi nasıl bir değişime uğruyor? Ünlü iktisatçı Jeffrey D. Sachs'a göre "Artık çok kutuplu bir dünya var. Dünyada güçler dengesi değişti, AB ve ABD'nin gücü azalırken, BRICS ülkeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve G.Afrika'nın ağırlığı arttı. Yine Nijerya ve Türkiye çok kutuplu dünyada daha küçük ama birer bölgesel güç olarak ortaya çıktılar. Dolayısıyla artık AB ve ABD'nin yönettiği tek merkezli bir dünya yok." diyor. Tabii Sachs'a göre, çok kutupluluk, sorunları olan bir dünyayı yönetmeyi zorlaştırıyor. Artık aynı teknede tek kaptan yok... Bir de bu noktada tekrar etmekte fayda var, Sachs'ın, BRICS dışında Türkiye'yi bölgesel bir güç olarak belirtmesi önemli.
Düne kadar dünya jeopolitiği ve ekonomisinde hiç dikkate alınmayan Türkiye'nin birdenbire AB, ABD, BRICS ve Nijerya'nın dışında çok kutuplu dünyada beş kutuptan biri olarak öne çıkartılması Türkiye'nin çarpıcı bir gelişme gösterdiğinin kanıtı oluyor. Bundan sonra dünyanın yönetiminde artık Türkiye de önemli bir role sahip. Anlayacağınız teknedeki kaptanlardan biri de Türkiye oldu.
Kısaca, Türkiye bilinenin de ötesinde yukarıya sıçramış ve çok kutuplu dünyada kutup ülkeler arasında yer almış. Bölgesinin temsilcisi olmuş. Bazı Batılı yayın kuruluşlarının ve The Economist'in Türkiye'yi sürekli olumsuz yönde eleştirerek dibe çekme isteklerinin nedeni böylece anlaşıldı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA