Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Hadi Oktay Ekşi'nin helvasını kavuralım!.

Önce, "Okur yazıda gaza gelmeli, sonunda da şaha kalkmalı" deyip, AKP Hükümeti'ni eleştirdiği yazısının sonunda küfür ediyor. "Bunlar analarını bile satar" diyor.
Sonradan ortalık karışıp, toz duman olunca...
Hem okur, hem de iktidar tarafı sert tepki koyunca bu defa da çıkıp, "Yahu arkadaşlar. Biliyorsunuz konuşmacılar gibi yazarlar da son cümlenin 'vurucu' olmasını isterler. Çünkü dinlediğiniz konuşmanın yahut okuduğunuz yazının deyim yerindeyse tadı o son cümlededir.
Ertesi sabah gazetede kendi yaptığım değişikliği görünce 'Galiba kantarın topunuzu kaçırmışız' dedim ama iş işten geçmişti. Gerçekten ifade hem 'maksadımı' aşmıştı, hem de bu sütunu izleyenlerin yadırgayacağı kadar ağır kaçmıştı. Nitekim okuyucu hiçbir faturayı ödetmeden bırakmaz:
Protestolar yağınca, başa döndük ve 'vurucu ifade' şehvetine kapılıp birilerini -özellikle siyasi iktidarı-rencide ettiğimizi gördük" diyor.
Bütün samimiyetimle söylüyorum: Allah hiçbir yazarı Oktay Ekşi'nin düşürdüğü şu duruma düşürmesin!
O yazar düşmanım bile olsa.
Baksanıza Allah aşkınıza...
Güya bu adam Türkiye'nin amiral gemisi olarak addedilen en büyük gazetesinin sözüm ona başyazarı.
Güya bu adam en seçkin kuruluşlar arasında gösterilen Basın Konseyi'nin başkanı.
Güya bu adam gelmiş geçmiş en entelektüel, en derinlikli yazarlardan biri.
Ama bilmiyor!
Bir başyazar olarak makalesinde kullandığı cümlenin ne anlama geldiğini, sarf ettiği sözlerin nerelere gittiğini idrak edemiyor.
Ancak ertesi günü gazetenin genel yayın yönetmeni arayıp, "Abi ne yaptın sen! Ortalık yıkılıyor. Adamlara aleni küfür etmişsin. Resmen analarını bile satar bu p...... demişsin" deyince farkına varıyor ne yaptığının.
"Eyvahhhhh! Desene ayvayı yedim Enisçiğim" diyor demesine ama iş işten geçiyor.
Bize de tabii, "Allah rahmet eylesin! Oktay Ekşi'yi kaybettik!" demek düşüyor.
Aslında bu ölüm ilk değil muhterem için.
Seneler evvel. Büyük gazeteci rahmetli Ufuk Güldemir zaten onun öldüğünü ilan etmişti.
Yıl 2006'ydı.
Hatırlarsanız aynı muhterem o zamanda Başbakan Tayyip Erdoğan'a "Sonun Adnan Menderes gibi olacak" demişti.
İşte rahmetli Ufuk Güldemir de, adeta darbe şakşakçılığı, postal yalayıcılığı yapan Ekşi'nin o antidemokratik çağrısı ile ilgili müthiş bir analize imza atmıştı haberturk.com'da.
Demişti ki; "Oktay Ekşi'yi kaybettik. Başımız sağ olsun. Hürriyet gibi bir gazetede başyazarlık, demi-god bir konumdur.
Kendisini fark ettirme ihtiyacında olan acemilerin fevriliğini, ucu tahrike varan üslubunu kaldırmaz. Hürriyet'in başyazarına Basın Konseyi Başkanı olmak yakışır.
Ama patronuna başbakandan randevu alamayan kişi durumuna düştükten sonra Başbakan'a 'Sen de Menderes' olacaksın diye saldırmak yakışmaz. Oktay Ekşi, başbakana öfkesine yeniliyor...
Kızıyor... Kızdıkça, aklıselimini yitiriyor..
Koskoca Hürriyet'in başyazarı, başbakana Menderes'i hatırlatıyor...
Peki ama, aba altından idamı gösteren kişinin TCK karşısında özgürlük talebini kim ciddiye alır? Ne kadar büyük hata içinde bu başyazar. Sadece stratejik değil, taktik hatalar da yapıyor."
Neyse...
Ben seneler evvel bir duayenin ölüm ilanını yazdığı Oktay Ekşi için şimdi başka bir katkı sunmak istiyorum.
Ufuk Güldemir'in o tarihlerde atladığı bir şeyi hep beraber yapalım istiyorum.
"Hadi gelin. Rahmetlinin helvasını da biz kavuralım" diyorum.
"Kavuralım ve gerçekten onu yattığı yerde huzura kavuşturacak bu işi kökünden halledelim" diyorum.
Ne dersiniz efendim?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA