Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Kadın döven herif delidir! Hem de 'zırdelidir'!

Bakan Fatma Şahin'in göreve geldiği gün itibarı ile kadına şiddeti durdurmak yönünde gösterdiği çabalar gerçekten takdire şayan.
Kendisini çok samimi ve gerçekçi, daha evvel bu koltuğa oturmuş siyasilerden daha kararlı buluyorum.
Ama buna mukabil de izlediği politikada bazı eksiklikler olduğunu düşünüyorum.
Şiddete maruz kalmış kadını devlet korumasına almak, şiddeti uygulayan kocayı, sevgiliyi, babayı ya da kardeşi cezalandırmak çözüme katkı sunabilecek tedbirlerdir ama hiçbiri kesin sonuç için yeterli değildir.
Söyleyin bana lütfen "devlet baba" korumayı en fazla kaç yıl sürdürebilir?
Ömür boyu olacak değil ya!
Bakın. Yasalarımızda adam karısını öldüresiye dövmüş olsa bile alacağı maksimum hapis cezası 3 yıl!
Dışarı çıkar çıkmaz, üstelik de ruhu bu kez hınçla yüklü dengesiz ve ruh hastası bir adamın, dövdüğü için ona hapis cezası çektirten bir kadını, bir köşede ya da sokağın ortasında kıstırıp öldürmeyeceğinin hiç kimse garantisini veremez!
O halde?
Ne yapmak lazım?
Kadına şiddetin son bulması için nasıl bir rota çizmek lazım?
Bir kere şiddet uygulayan kişinin kesinlikle, "ruh hastası" olarak görülmesi ilk basamak olmalı!
Bunların tedavisinin yapılacağı yerlerin cezaevleri falan değil, psikiyatri klinikleri olduğu gerçeği ise ikinci basamak!
Ayrıca, şiddete zemin hazırlayan sebepleri getirip eğitime, işsizliğe, parasızlığa filan bağlarsak fena halde yanlış yapmış oluruz!
Çünkü ben ne doktorlar, öğretmenler, eczacılar biliyorum karısına her gün tekme tokat girişen!
Ne kadınlar biliyorum, dışarıda aslan kesilip, evde her gün yumruklarla kafası gözü darmadağın edilen...
Dün telefonda bu konuda uzun uzun sohbet ettim Profesör Doktor Arif Verimli ile.
Arif Hoca da birçok konuda benimle aynı görüşü paylaşıyor.
"Hepsine 'akıl hastasıdır' dememiz doğru değil belki ama 'beyin hastasıdır' demek yerinde bir tespittir. Psikiyatrik vakalardır ve muhakkak tedavi edilmeleri gerekmektedir!" diyor.
Keşke elimizde şiddete meyilli tiplerin öfkesini dindirmek için devletin kontrolü altında zerk edebileceğimiz bir iğne olsaymış.
Ama yokmuş.
Arif Hoca, "İğne yok ama sebebi ne olursa olsun, kişinin öfkesini kontrol altına alacak şahane ilaçlar var" diyor.
Diyor ama ardından da ekliyor; "Fakat ilaç kullanımını kişilerin keyfine bıraktığınızda sonuç alamıyorsunuz. Siz adamı sakinleştirecek, normal davranmasını sağlayacak ilacı yazıp eline veriyorsunuz ama içmiyor! İçmeyince de tedavinizin bir anlamı olmuyor!"
Hocaya göre de kesin çözüm kontrollü psikiyatri tedavisi uygulamaktan geçiyor.
Tedaviyi kişinin arzusuna bırakmadan uygulayacaksınız.
Metazori yani!
Şiddet uygulayan kişiye yasal cezayı elbette ki vereceksiniz ama bunun yanı sıra derhal psikiyatrik tedavisine başlayacaksınız.
Cezasını çekip çıktıktan sonra da ayda en az iki kez doktoruna kontrole gitmesini dayatacaksınız.
Kontrol sonunda aldığı belgeyi de kendisini takip eden kurumun yetkilisine teslim etmesini şart koşacaksınız!
Gitmemiş mi doktora? O zaman da hemen peşine düşeceksiniz!
Aslında Amerika'da, Avrupa'nın birçok ülkesinde aileden, çocuktan ve kadından sorumlu kurumların çoğu bu tür yöntemlerle çözüm arıyorlar.
Ve de çok başarılı oluyorlar.
Ezcümle, Bakan Şahin'e naçizane tavsiyem, meseleye bir de buradan bakması.
Yani, şiddet uygulayan her herifin "deli" ama harbi bir "zırdeli" olduğu gerçeğini görmesi!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA