Her İstanbullunun gönlünde, bir gün bu kentle köprüleri atıp Anadolu'nun, Karadeniz'in, Ege'nin ya da Akdeniz'in bir kentine ya da kasabasına yerleşme hayali vardır. İstanbul öyle bir yerdir ki uzun yıllar burada yaşayan insanları tatmin edebilecek çok az kent bulunur Türkiye'de… Sosyal ve kültürel hayatı hareketli olacak, modern olacak, denizi olacak… Ben Türkiye'nin değişik yerlerine yaptığım seyahatlerde, "Aa işte benim yaşayabileceğim yer burası" dediğim birkaç kent var. Bunlardan biri de Antalya. Son 5 yıldır, sık sık iş için ayrıca da ailecek tatil için Antalya'ya geliyoruz. Antalya sahillerinin doyumsuz güzellikleri, her geçen yıl bizi daha da bu kente bağlıyor. Alanya'dan başlayıp Manavgat, Side, Kemer, Kumluca, Tekirova, Kaş, Kalkan ve Fethiye boyunca yaptığımız yolculuğun ve katıldığımız etkinliklerin tadını hiçbir yerde bulamıyoruz. Son yıllarda turizm sektöründe üstlendiği lokomotif rol yüzünden döviz girdisinin ciddi bir bölümünü karşılayan Antalya'nın Türkiye açısından rolü, her geçen yıl daha da önem kazanıyor. Antalya ve çevresine hitaben yayın yapan ve 10 yılını dolduran Akdeniz ilavemizin, bölgenin nabzını yakalama konusundaki etkinliği de bu ölçüde artıyor… Profesyonel bir ekip tarafından hazırlanan Akdeniz ilavemizin, gerek içerik, gerekse tasarım açısından, bölgenin en etkili yerel yayını olmasının gururunu yaşıyoruz. SABAH Akdeniz'in elinizde bulunan bu 100 sayfalık "10. Yıl özel sayısı", Antalya'nın son yıllarda yakaladığı dinamizmin olduğu kadar, SABAH Akdeniz ekibimizin başarısının da bir göstergesi. Bu başarıda, Akdeniz Temsilcisi Mevlüt Yeni ile ekip arkadaşlarım Uğur Keskin, Talip Yümsel, İbrahim Okumamış, Orhan Sert ve Öner Şan başta olmak üzere, reklamcısından abone temsilcisine, dağıtımcısından matbaa elemanına kadar, ekibimizdeki her arkadaşımızın büyük emeği var. Bizi var eden Antalyalı, Ispartalı, Burdurlu, kısacası Akdenizli okuyucumuzla beraber... Nice on yıllara Sabah Akdeniz…