CHP Antalya İl Başkanı
Devrim Kök'ün EXPO 2016 için yaptığı açıklamayı okudum; sırf Ak Parti'ye muhalefet olsun diyerek,
Antalya'ya nasıl ihanet edileceği endişesine kapıldım.
Kök'ün demecinin temel hedefi, EXPO 2016'nın zamanında yetiştirilemeyeceği idi… Hatta öyle ileri gitti ki, "Çok önemli kazanımlar beklediğimiz, EXPO öyle görülüyor ki
Türkiye'nin önünü tıkayacak bir projeye dönüşmek üzere… AKP bir çok şeyi olduğu gibi, bunu da ağzına yüzüne bulaştırdı. Burada yaşanacak bir başarısızlık, ülkemizde bundan sonra böylesi organizasyonlara talip olacak illerin önünü tıkayacaktır" ifadesinde bulunmaktan imtina etmedi.
Şimdi bunu Kök'e sorarsanız, kendisinin, Antalya için çok ama, çok önemli bir organizasyon konusunda muhalefet olarak
uyarı görevini yaptığını belirtecektir.
Gerçekten ve samimi uyarıların EXPO 2016'ya çok şeyler katacağına inanır ve desteklerim. Çünkü EXPO'ların, yapıldığı kente ve ülkeye neler kazandırdığı, uzun soluklu bir turizm hareketini başlatıp, sürdüreceği örnekleri ortadadır.
Ancak, CHP İl Başkanı'nın verdiği demeç, sonuna kadar dikkatlice okunduğunda şöyle bir düşünce hakim oluyor, "EXPO başarısızlıkla sonuçlanırsa, Ak Parti Antalya'da büyük yara alır. Biz de bunun üzerinden siyaset yapar, Ak Parti'ye ağır hasar verdiririz"… Evet, Kök'ün açıklamasından çıkardığım sonuç bu… Kök'ün bu sözleri
her satırı timsah gözyaşlarına boğulmuş, siyasi amaç güden satırlarla dolu bir ifade tarzıdır. Ama yukarıda da belirttiğim gibi, sorsanız bir Antalya sevdalısı(!) olarak görevini yaptığını ima edecektir… Tam bir
"yersen" modeli…
***
Bir diğer açıklamada Kemer Belediye Başkanı
Mustafa Gül'den geldi; Başkan Gül, İstanbul'da yaşayan babası İsmail Hakkı Gül ile üvey annesi Emine Gül'ün kendisine yönelik iddialarına ilişkin, amcası ve kardeşleriyle basın toplantısı düzenleyerek,
"İkisi hakkında madde ve manevi tazminat davası açacağım" demiş… Ve babası İsmail Hakkı Gül'ün annesi Nedret Gül'den ayrılarak E. Gül ile evlenmesini de eleştiren Mustafa Gül, "Kemer'de herkesin bildiği,
Osmanlı değerinde bir Nedret hanımı yani bir atın yerine bir eşeğe takma örneğini babam göstermiştir. İsmail Hakkı Gül çocuklarından kopuk bir insan. 1999 yılından beri çocuklarını gazetelere malzeme yaptı" diyerek sözlerini sürdürmüş… Buna ne derler biliyor musunuz?
"Dinime küfreden bari Müslüman olsa"
Mustafa Gül de babasının yaptığını yapmadı mı?
Evliyken hakkında az manşetler çıkmadı mı?
O dönemler
hostes bir hanım ile ilişkileri yıllarca medyada yer almadı mı?
Sonra da
babası gibi eşini boşayıp o bayan ile evlenmedi mi?
Hatta tanık olduğum bir olayı da yeri gelmişken aktarmak isterim; yine o dönemlerde
Kaş'ta kaldığı otele gazeteci grubun gelmesiyle, oteli apar topar, panik içinde terk etmesi de benim hafızamdan hala silinmedi…