Adana'da eğitim gördüğüm ilkokulumda bir çocuk vardı, şimdi ne yüzünü, ne de adını hatırlıyorum. Uzaktan bakardım ona. Onun bana baktığını düşünür mutlu olurdum. Henüz çok küçüktük, tenefüste saçımı çekmişti ve benimle oynamak istemediğini söylemişti. Ne çok ağladığımı hatırlıyorum… O kadar çok ağlamıştım ki öğretmen ona ceza vermek zorunda kalmıştı. Ama benim canım yanmamıştı ki içim yanmıştı. Oysa ki ben onun beni sevdiğini bile düşünmüştüm. Yanıldığım için ağladım, beni sevmediği için ağladım. Sevdiği adamdan, kocasından, sevgilisinden, babasından, ağabeyinden şiddet gören kadınlar da canları yandıklarından değil, içleri yandığından ağlarlar bence. Şiddet sadece kadına yönelik değil elbette. Toplumda birçok kişi çeşitli nedenle ya da nedensiz şiddet görüyor. Bazen bunun farkına bile varmıyoruz. Şiddetle ilgili birçok toplumsal, özel çalışmalar da var. Ancak bu kez sanatçılardan 'insani' bir tepki geldi. Antalya'nın Manavgat ilçesinde 10 gün içinde 3 kadın cinayeti yaşandı. Bu durum sanatçıları harekete geçirdi ve 'Şiddete Fırça' atıldı. Manavgat'ta birçok sanatçı, çoluk, çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı upuzun bir tuvale şiddetle ilgili düşüncelerini yazdı, çizdi. Manavgat Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği ile Manavgat Belediyesi'nin düzenlediwği bu etkinlik, şiddete güzellik saçan bir tepki oldu, anlayana. Bu etkinliğe katılan sanatçılardan Ressam Berrin İlhan ve Yaprak Durak, sanatçıların sosyal etkinliklerde daha çok yer alması görüşünde. Biri sanatın duayeni, öbürü genç yaşına rağmen birçok projeye başarıyla imza attı. Sanatçılar, Antalya'nın sanatta daha gidecek çok yolu olduğunu, sanatçıların birbirine destek anlamında güzellikler yaşadığını anlattı.
YETENEK BABASINDAN
Hacettepe Üniversitesi Grafik Bölümü mezunu olan Berrin İlhan, 2 yıl da Yeditepe Üniversitesi'nde resim üzerine master yapmış. İlkokuldan beri 'ressam olacağım' diye tutturup, duruyormuş. Ortaokul ve lisede ödüller alınca ailenin ve çevrenin dikkatini çekmiş. Ama o şanslıymış, çünkü yeteneği kaptığı babası emekli olunca bu meziyetinin farkına varmış: "Babam emekliliğinden sonra fark etti gizli kalmış yeteneğini. 7 yaşındayken Antalya'ya gelmiştim. Ressam Esen Emekçi ile tanışmıştım, ondan çok şey öğrenmiştim. Onu görünce ressam olmayı daha çok istedim."
SANATÇI EGODAN ARINMALI
Birçok yarışmada ödül almış Berrin İlhan. Birçok ulusal ve uluslararası sergilere katılmış. Uluslararası 2'nci İzmir Bienali'ne davet edilmiş. Birçok organizasyon da düzenliyor. Genç sanatçılara destek oluyor: "Sanatçı bana kalırsa egolarından arınmış olmalı. Sanatın belli bir yere gelmesini istiyorsak eğer, önce kişisel egolarımızdan kurtulmamız gerek. En önemlisi bu çünkü. Sanat hayatım boyunca gördüğüm şu; sanata en büyük baltayı yine sanatçılar vuruyor. Kiminin egoları çok yüksek. Kimileri kapatıyor kapılarını. Ne gençlere ne de diğerlerine fırsat vermiyor. Herkes kendi sanatıyla bir yere gelir."
İSTANBUL KORKUTTU
Aslen Ankaralı Berrin İlhan. Eşi, Yeditepe Üniversitesi Grafik Bölüm Başkanı Doç. Dr. İsmail İlhan'ı 5.5 yıl önce kanser hastalığından kaybetmiş. İstanbul'da iki çocukla yaşamanın zorluğunu fark edince, Antalya'da yaşayan ailesinin yanına gelmiş: "Sosyal çalışmalarımı sanatsal çalışmalarımı Ankara ve İstanbul'dan yaptım uzun bir süre. Uzun bir süre İstanbul, Ankara ve Antalya üçgeninde yaşadım. Sosyal medyadan genç sanatçıları buluyorum. Onlarla ortak çalışmalar, projeler yapıyoruz. Antalya'da neler yapabilir onları toparlamaya çalışıyorum bir yandan onlar da benim samimiyetime inanıyorlar. Antalya'ya bu konuda bir lokomotif lazım. "
HALK OLMADAN ANLAMLI OLMAZ
Berrin İlhan, sanatçının toplumsal duyarlılığı olması gerektiği görüşünde. O yüzden sık sık sosyal çalışmalarda yer alıyor, hatta kendi projeleri oluyor. Manavgat'taki projede yer almayı da mesleklerinin bir parçası olarak görüyor: "Kadınlı, erkekli, çoluklu, çocuklu herkesle metrelik tuval bezlerini yaydık. Antalya civarından pek çok sanatçı, alaylı, vatandaş herkes katıldı. Herkes kendine göre resim yaptı. Resim yapamayanlar yazı yazdı. Bu tip etkinlikleri burada sürdürmeyi düşünüyoruz. Burada yeni bir şeyler de yapacağız. Toplumu da uyandırmak lazım. Halk olmadan sanat anlam kazanmaz."
SANAT YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ
Yaprak
Durak, Selçuk Üniversitesi Resim Öğretmenliği'nden 2011 yılından mezun olmuş. Henüz çok genç olmasına rağmen, kentte birçok projeye imza atmış. Özellikle Antalya Devlet Tiyatrosu'nun toplumsal çalışmaları, çizimleri Yaprak Durak'ın elinde hayat buluyor:
GİDİLECEK ÇOK YOL VAR
"Çalışmalarıma kendim birebir devam ediyorum. Sipariş resimler yapıyorum, projelere dahil oluyorum. Benim için Antalya ilerlemeli çünkü gidilecek çok yol var. Ülkemizde sanat yapmaya çabalamak diye bir şey var. Bu bir sıkıntı. İşsizlik problemi var. Bu yüzden sipariş resimler yapıyorum. Ama bu yaptığımız projelerin bir yerlere geleceğine gönülden inanıyorum." Manavgat'taki etkinliğin benzerlerinin yapılması ve çoğaltılması görüşünde Yaprak Durak. Sanatın toplum için de yapılması gerektiğini söylüyor ve bu yüzden 'Şiddete Fırça Atıyoruz' etkinliğine katıldığını anlatıyor: "Kadına şiddet ülkemizde yoğun yaşanıyor. Son zamanlarda Manavgat'ta kadın ölümleri çoğaldı. Buna tepki olsun diye bir şeyler yapıldı. Sanatçı, sadece kendini tatmin etmek içen değil toplum için de bir şeyler yapmalı. Genç bir sanatçı olarak bütün projelere açığım. Sanat benim için hayat demek. Umarım Antalya ve ülkemiz adına birçok projemiz olur ve ses getirir ve bize destek olanlar çıkar."