Bundan önceki yazımın başlığı
"Gerçek Antalyasporlu kim?" şeklindeydi. Bu başlıktaki amacım gerçek Antalyaspor taraftarının gerçek sahibi oldukları bu kulübe her zaman olduğu gibi yine sahip çıkacağı yolundaydı.
Bunun ilk yolunun da satışa çıkarılacak olan kombine biletlerini alarak şu transfer ayının getirdiği parasal sıkıntının atlatılmasında önemli rol oynayacaklarıydı.
Biletlerin satışa çıktığı önceki gün Antalyaspor tesislerinin önünden geçtim ve yakınındaki As Halı Saha tesislerinin kafeteryasının önündeki sundurmanın altında saatlerce oturarak zaman zaman kulü- bün önünü gözlemledim. Gerçekten görülmeye değer bir manzaraydı. Yıllardır ilk kez ilk günde bu kadar yoğun ilgi vardı. İnsanlar 38 derece sıcağa aldırmadan saatlerce kuyrukta beklediler.
İlk günün rakamı 477 satış ve 2 bin 250 rezervasyon… Böyle giderse bir hafta geçmeden biletler bitecek ve karaborsaya düşecek… Bunun altındaki nedenleri biraz irdeleyelim isterseniz… Daha geçen sezona kadar beş yıldır yönetimin kombine satmak için göbeği çatlıyordu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ATSO) bile meclis toplantısı sırasında kombine satılmak istenmiş, hiçbir işadamı ya da sanayici tek bilet almayınca şu andaki Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanı Nafiz Tanır kombine bileti olduğu halde sanırım almayanları utandırmak için tek kombine bileti sembolik olarak kendisi almıştı. Kombine biletlere ilk günden gösterilen bu ilginin altında çok önemli mesajlar var… Birincisi; 5 yıldır taraftara karşı tek olumlu adım atmayan, taraftarı kulüpten uzak tutan, ona tepeden bakan bir yönetim anlayışına verilen
"Öyle olmaz böyle olur" cevabıydı.
İkincisi; bırakın taraftarın idman sahasına girip futbolcusuna baklava ya da Ahmet Katı'nın okunmuş muz ikram etmesine izin vermeyi, kendileri için yapılan tribünler de dahil olmak üzere iki antrenman sahasının etrafını perde ile kapatan anlayışa karşı bir tepki olarak değerlendirmek gerek.
Üçüncüsü; federasyondan gelen 11.5 milyon lirayı alacaklı bankalara ya da adı finans kuruluşu mudur tefeci midir bilemem onlara yangından mal kaçırır gibi dağıtarak Gültekin Gencer yönetimini en azından futbolcuların peşinatlarını ödememe durumunda bırakarak bu takımın futbolcularını kampa boynu bükük gönderen anlayışa olan tepkinin en güzelini gerçekleştirdiler.
Gerçekleştirmeye de devam ediyorlar.
Bu taraftar içlerinden birilerini yönetimde görmenin hazzını ve keyfini yaşıyor, daha da yaşayacak. Akdeniz Üniversitesi'nin 7 bin 800 kişilik tribünleri geçen yıl her maçta yarısına kadar boşken bu sezon öyle gösteriyor ki sezon açılmadan yer kalmayacak.
Antalyaspor taraftarı vefakardır. Kendisine yapılan iyiliği asla unutmaz. Yapılan kötülükleri de asla unutmaz unutmayacaktır.
"Benden sonrası tufan" diyen anlayışa en güzel cevabı daha ilk günden vererek bunu kanıtladı. İşine geldiği zaman sabahın köründe istediği insanı telefonla arayarak yataktan kaldıran sonrasında da o kişinin kendisini aradığı zaman telefonunu açma nezaketini bile göstermeyen, kendisinden randevu alarak ziyarete gelen bu kulübün duayen ve
"Ağabey" konumundaki büyüğünü ofisinin kapısından
"Oğlumu berbere götürüyorum" diyerek ters yüz eden anlayışı bu taraftar asla unutmayacaktır. Bu camia ülkenin en nezih ve kültürlü toplumlarının önde gelenidir.
Kendisine yapılanları asla unutmaz, yeri ve zamanı geldiğinde de cevabını gerektiği gibi vermesini iyi bilir. İşte Antalyaspor taraftarı şimdi bu cevabı veriyor. İşe kombine alarak başladı. Devamı maçlar başlayınca tribünlerde sürecek. Antalyaspor oluşturduğu bu kadro ile lige de iyi bir başlangıç yaparsa bakın Antalya nasıl bayram yerine dönecek… Yukarı da bahsettiklerim mi? İddia ediyorum maçlara gelmeye bile yüzleri olmayacak…