Türkiye' de kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseri olup, yaklaşık her 10 kadından birini etkilemektedir. Erken dönemde tanı konmuş meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalıktır.
En erken dönemdeki meme kanserleri hiçbir belirti vermezler.
Belirtiler ancak hastalığın ilerlemesiyle ortaya çıkar. Memede ele gelen genellikle ağrısız veya ağrılı sertlik/kitle, meme kanserinin en sık rastlanan belirtisidir.
Meme başının içeri çekilmesi, dışarı doğru kayması veya yönünün değişmesi, meme derisinde kızarıklık veya yara, meme derisinin kalınlaşarak portakal kabuğu görünümü alması, meme üzerinde çukurlaşma gibi gözle görülür değişiklerin bulunması ilerlemiş dönemlerde ortaya çıkan belirtilerdir.
Meme başından gelen kanlı veya kansız akıntı, his değişiklikleri, meme başlarında veya meme derisinde sertleşme diğer belirtilerdir.
Meme kanserinin görülme oranı, yaşla birlikte artmaktadır. Bu nedenle 40 yaş sonrası kadınların doktor kontrolünde düzenli meme muayenesi ve mamografi yaptırmaları çok önemlidir.
Kadınların her ay kendi kendilerine yapacağı muayene, meme kanserinin erken teşhisine olanak tanımaktadır.
Meme kanserinde kalıtımsal özellik
Meme kanserlerinin yüzde 5 kadar az bir kısmında kalıtımsal özellikler rol oynamaktadır. Bu tip meme kanseri erken yaşta, menopozdan önce, 40 yaş civarında ortaya çıkar. Bu tip kanserler, sıklıkla iki memede birden görülür. Özellikle yumurtalıklar olmak üzere ikincil olarak bir başka organda da ortaya çıkma riski vardır. Birinci ve ikinci derece yakınlar arasında üç kişide meme kanseri görülmesi halinde (örneğin iki kız kardeş ve annede; üç kız kardeşte; bir kız, anne ve anneannede; bir kız, teyze ve babaannede) risk artar.
Kalıtımsal olarak meme kanserine yatkınlık varsa 20 yaşından itibaren kendi kendine meme muayenesine başlayarak memedeki değişiklikleri takip etmek; 20-39 yaşları arasında üç yılda bir doktor muayenesine gitmek ve sonraki kontrollere temel oluşturacak bir mamografi çektirmek; meme kanserinden sorumlu genler ve risk belirlemesi için genetik danışmanlık önerilmektedir.
Oluşma şekli ve süreci Meme dokusundaki süt kanallarını oluşturan hücreler amaçsız ve kontrolsüz olarak çoğalarak meme kanserini oluştururlar. İlk kanser hücresi oluştuktan sonra çoğalmaya başlar.
Muayene ve tetkiklerde saptanabilecek boyuta ulaşması için yıllarla ifade edilen uzun bir süre geçmesi gerekir.
Kanser hücrelerinin, çoğalması ve büyümesi için beslenmeye ihtiyaçları vardır. Bunun için vücudun lenf ve kan damarları ile yakın temas halindedirler.
Bu temas sonucunda kanser hücreleri vücudun kan ve lenf sıvılarına geçiş yaparak diğer organlara yayılabilir. Kemoterapi işte tam bu noktada devreye giren bir tedavi yöntemidir.
Meme kanserinin yönetimi
Meme kanserinde birincil amaç, kanserinin kan ve lenf yoluyla yayılmadan önce meme içinde küçük bir kitle iken yani erken evrede tanı koyulmasıdır. Bu aşamada tanı koyulan hastalarda tedavi tamamen mümkündür.
İkincil amaç ise, tanıdan sonra uygulanacak ve kanseri vücuttan tamamen yok etmeye yönelik en etkili tedavi yöntemlerinin hızlı bir şekilde planlanması ve uygulanmasıdır.
Erken tanısı nasıl yapılır?
Kadınların bilinçlendirilerek, 30 yaşından itibaren aylık kendi kendine meme muayenesi ile memelerini kontrol etmeleri en uygunudur.
Meme şikayeti olmayan kadınlarda olası bir kanseri erken dönemde saptamak için kullanılan yöntemler, "
Tarama Yöntemleri" olarak adlandırılmaktadır.
Tarama yöntemleri:
Yıllık Mamografi: Yaşa ve riske göre doktor tarafından belirlenir.
Her ay kendi kendini muayene:
Belden üst taraftaki giysileri çıkarıp ayna karşısında, duş yaparken ve sırt üstü yatarken memeler kontrol edilir.
Bu şekilde, kadınlar kendi meme dokularını tanıyarak zamanla oluşan farklılıkları anında değerlendirebilirler.
Yıllık doktor muayenesi: 40 yaşından sonra hiç şikayeti olmayan kadınların bile doktora başvurarak yılda bir kez muayene olması gerekmektedir.
Kitle saptandığında izlenecek yol:
Doktor muayenesini takiben memedeki kitlenin ne olduğunu anlamak için mamografi, ultrasonografi ve biyopsi yapılır. Memede saptanan her kitle kanser değildir. Ancak memede ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir. Genellikle ağrı olduğu zaman doktora daha erken başvurma eğilimi vardır. Aksine meme kanserinde ağrısız kitle oluşumu en sık rastlanan şikayetlerden biridir.
Sonuçta, memede kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Tedavisi nasıl yapılır? Meme kanserinin tedavisi birçok yöntemin birlikte kullanılması ile mümkündür. Bunlar: Cerrahi tedavi, ilaç tedavisi (Kemoterapi ve Hormonoterapi), ışın tedavisidir (Radyoterapi).
Görüldüğü gibi, meme kanseri tanı, tedavi ve takip açısından, Genel Cerrahi, Radyoloji, Patoloji, Nükleer Tıp, Medikal Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi olmak üzere birçok uzmanın birlikte ve dayanışma içerisinde yer alması gereken bir hastalıktır.
Meme kanserinden korunmak için yaşam şekli nasıl olmalıdır?
Taze sebze ve ölçülü miktarda taze meyve tüketimi.
Şeker, hayvansal yağlar ve unlu gıdalardan uzak durularak daha çok posalı gıdalarla beslenme.
Tuz ve konserve tüketiminin kısıtlanması.
Sigara ve alkolden uzak durulması.
Düzenli fizik egzersiz ve kilo kontrolü.
Emzirmek.
Doğum kontrolü ve menopoz için kullanılan hormonların doktor kontrolünde ve kısa süreli kullanılması önerilmektedir.
Prof. Dr. Nazan Günel