Ligin ilk maçında Sivas'ı yendikten sonra 9 maçtır galibiyet göremeyen Kayserispor, ligin son sırasında olmasına rağmen asla yabana atılacak bir takım değildi.
Antalyaspor'da ise bana göre sezonun en iyi ismi Mehmet Sedef'in cezalı olması, Emre Güngör'ün de aynı nedenle sahada yer alamaması belli ki savunmanın dengesini bozmuş. Nitekim 4. dakikada gelen gol bunun neticesiydi.
Anton Ferdinand'ın bu kadar eksiğe rağmen oynamamasını birileri açıklamalı. Kulüp tarihinin en fazla parasını alan İngiliz, hem tatilini yapıyor hem parasını alıyor. Ne güzel dünya.
Golden sonra Antalyaspor beraberlik için rakip kaleyi baskı altına aldı. Buna biraz da Keyserispor müsaade etti.
Bu arada yaptığı kurtarışlarla kalesinde devleşen Gökhan'ı da kutlamak lazım. Deplasmanda oynuyorsanız böyle kurtarışlara ihtiyaç var.
Fakat daha ilk yarıda başta kaleci Gökhan olmak üzere bütün Kayserili oyuncuların vakit geçirme çabaları, Kayserispor'un yaşadığı stresin yansıması.
Kayserispor ilk yarıda farkı artıramadıysa kontratak yapma becerilerinin nerdeyse sıfır olmasındandı. Ömer Bayram'ın kulübede olması Antalyaspor'un şansıydı.
Antalyaspor'da ise hücum organizasyonlarını çeşitlendirebilecek maestro yokluğu avaz avaz bağırdı.
Antalyaspor 2. yarıya Emrah'ın mükemmel vuruşuyla skora dengeyi getirerek başladı. Emrah son zamanlardaki en iyi oyununu bir de penaltı yaptırarak süsledi ama Diarra bu fırsatı kullanamadı. Penaltı kaçar.
Fazla üzerinde durmamak, sendrom haline getirmemek lazım. Tuhaf olan 25 metreden barajın arkasından atıp, 11 metreden kaleciyi geçememek.
Orta sahada eli ayağına dolaşanların sayısı her geçen dakika artınca ligin dibindeki takımlara can verme geleneğimiz sürüyorken Emrah yine sahneye çıktı. Müthiş vuruşunda Diarra kendini affettirdi.
Emrah Başsan 1 gol, 1 asist ve 1 de penaltı yaratarak tartışmasız maçın adamıydı. 2 puan kaybettik ama Emrah'ı kazandık.