AKTOB Resort Dergisinin organize ettiği ,Uluslararası RESORT Turizm Kongresinde, " Antalya turizminin 12 aya yayılması" en önemli gündem maddesi olduğunu hatırlatarak, 4 haftadır bu konuda yazdıklarıma devam ediyorum.
FESTİVALLER: Kış aylarında yapılacak festivallerin en büyük ihtiyacı, mekandır.
Özellikle kapalı mekan, açık havada olması planlanan festivallerin yağış nedeniyle, zorunlu kılar. Bu anlamda tüm sahil bölgelerimizde böyle bir yapı, ancak Antalya Expo Center Anfaş'ta kısmen vardır diyebiliriz. Antalya'da yüksek sezon dışında yapılan festivallere baktığımızda, yüzümüzü güldüren bu yıl 14.sü gerçekleştirilen, Fazıl Say'ın yönetmenliğindeki
Uluslararası Antalya Piyano Festivali vardır. Kadir Dursun'un başlattığı ve büyük gayretle sürdürdüğü bu festivalin en büyük sorunu yine mekândır.
840 kişilik AKM salonu ile böyle büyük bir festival ancak Antalya'ya piyanoyu, klasik müziği sevdirmeye yetmiştir. Uluslararası seyirci çekme, ikinci planda kalmıştır. Oysa Antalya'nın marka değerini yükseltecek bu festival, dünyadaki örneklerinin kalite açısından çok önündedir ama ne yazık ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğini ve tanıtım programında yer almamaktadır. Festivalin kapanış konseri Grammy ödüllü Piyanist Besteci Michel Camillo Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde dünya ünlü Gürel Aykal onlara şeflik etti. Gürel Aykal kendisine bu yıl "Yılın Kültür Adamı" ödülü takdim edilirken çok önemli bir tespit yaptı "Antalya için "Turizmin Başkenti" diyorsunuz bu kentte hiç de kolay olmayan tam 14 yıldır Piyano Festivali düzenliyorsunuz bence bundan böyle Antalya Piyanonun da Başkenti olarak anılacak"
Evet, mekân sorununa yeniden değinmek istiyorum. Dünyada bütün marka kentlerin konser salonlarının kentin en ünlü binaları olduğu biliyoruz. Size yakın tarihte ziyaret ettiğim Valencia Opera binasını örnek gösterebilirim. Antalya maalesef Türkiye'deki diğer kentler gibi görkemli ve sembol bir binadan mahrumdur. Gelecek planları içinde görememek ne kadar acı…
Antalya'nın
Uluslararası Akdeniz Yemekleri Festivali gibi, özellikle bölgesel ve yöresel mutfakları tanıtacak nitelikli bir festivale ihtiyacı vardır. Antalya dışında kış turizminde iddiası olan bütün destinasyonların, yemek festivali ihtiyacıdır. Antalya'da yemek kültürünün, ulusal ve uluslararası boyutta gelişeceği Fener Caddesi böyle bir festivalin merkezi neden olmasın?
Sağlıklı Akdeniz mutfağı, Akdeniz Diyeti gibi popüler konuya sahip olunup bunu markalaştıramamak ve kış turizminin bundan faydalanamaması sadece beceriksizlik olur. Dünyada gurme turlarının, son 10 yılda trend olduğu bilinirken, özellikle yöresel mutfak zenginliğine sahip Antalya için turizmciler ve özellikle yeme içme sektörüne bağlı tüm kuruluşlar harekete geçmelidir.
Antalya'da Uluslararası Tiyatro Festivali'ni, mayıs ayı yerine kış aylarında yapılmasının daha yararlı olacağına inanıyorum.
Antalya'da birkaç yıldır yapılmakta olan ve kendi sahasında tek olan, son yıllarda kente dünyaca ünlü modacıları getiren
Dosso Dosi Moda Show ile birlikte kente gerçek anlamıyla İstanbul ve Dubai örneğindeki gibi, markaların da katılacağı,
Antalya Alış Veriş Festivali mutlaka düzenlenmelidir.
Antalya Shopping Fest'in kısa zamanda markalaşacağını ve özellikle Rus Pazarından, Ortadoğu pazarından büyük talep göreceğini iddia ediyorum.
İstanbul ve Ankara da düzenlenen Shopping Festlerde Kültür ve Turizm Bakanlığının ve tabiki özellikle giyim sektörünün katılımı ve katkısı gerçekleşiyorsa Antalya'da da sağlanmalıdır. Bu festival Antalya'ya bu güne kadar gelmemiş Uluslararası ünlü markaların gelmesini tetikleyecektir.
Yerli markaların Antalya turizminden ne kadar büyük pay aldığı ortadadır.
Organizasyonun sahibi kuşkusuz TOBB, Antalya Ticaret Sanayi Odası, Esnaf Odaları Birliği olmalıdır.
Devam edecek...