Seçim yolunda son virajlara girdik.
Bundan sonra adayların performansları, projeleri ile tartıya çıkacak.
Kim bu memlekete daha iyi hizmet edeceğini ortaya koyarsa, o aday kazanacak.
Ancak, vaatlerini
hayal ve yalan üzerine kuranların da olacağı, göz ardı edilmemelidir. Ki Antalya'da geçmişte bu kirli örneklere rastlamak mümkündür.
İnsanlara hayal kurmasını sağlayacak doneleri önerebilirsiniz, kişinin inisiyatifine kalmıştır. Kimi elinin tersi ile iter, kimi yetinmek zorunda kalır. Aklıselim işidir. Kimseyi suçlamak gibi bir düşüncemiz de olamaz. "Allah akıl fikir vermiştir" der geçersiniz.
Ama sürekli insanların üzerine bu yolla gitmek ne derece doğrudur, ne derece ahlakı sınırlar içerisindedir bunu da tartışmak gerekmektedir.
Kentte son gelişmelere bakıldığında, önümüzdeki günlerde bazı adayların seçim kampanyalarını
"hayal ile yalanı" harmanlayarak götüreceğini görüyoruz.
Diğer adaylara haksızlık etmek doğru olmaz, onun için isim vererek yürüyelim; CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı
Mustafa Akaydın'ın kampanyasına bakıldığında
"hayal-yalan" karışımı net olarak ortaya çıkmakta.
Burada kendisinin seçim vaatlerini rakam vererek çürüterek, olumsuz dahi olsa vatandaşın zihnine kazınmasına olanak verme amacında değilim.
Üzerinde durulması gereken; neden 2009'dan sonra yine böyle bir yönteme başvurmak niyetinde olduğudur.
Acaba o kez tuttu, şimdi de tutar mı düşüncesinde mi kaynaklanmaktadır, yoksa edinilmiş bir alışkanlık mıdır?
Yoksa, Antalyalıyı bir kez
aldatacağına mı inanıyordur?
"Bedava elektrik, 100 bin kişiye iş" gibi hem
yalan hem de
hayal olan bir kurgunun yeni versiyonlarını sahaya sürmek, Akaydın'ın Antalya için hiçbir şey üretememesinin aczinden kaynaklanmakta… Dolayısıyla bu seçimlere
"heybesi boş başkan" olarak giriyor. Bakmayın öyle irili ufaklı şu kadar projeyi hayata geçirdik diye bastırdığı materyallere, inanın
50'sini toplasanız Kepez'de
Ak Partili Hakan Tütüncü'nün hizmete soktuğu
Kepezpark Varsak projesi kadar etmez. Akaydın bunun bilincinde olacak kadar zeki bir adam.
Bunun için en iyi bildiği şeyi yapıyor.
Yine
"yalan ve hayal" saçarak yoluna devam edecek.
Bol keseden atacak. "Şunu yaptım şu kadar daha yapacağım" diyecek. Kaç kişiyi avlarsa hanesine yazmayı deneyecek.
Peki ya vatandaş?
Müptezelleşmiş bir anlayışa mı oy verecek, yoksa Antalya'nın geleceğinin vizyonunu çizen bir anlayışa mı?
Elbette sandıkta cevabını alacağız.
Şurada 30 Mart'a sayılı günler kaldı…