Hint Prensi, halk bilgesi Vardhamana Mahavira,
"İyi bir aydın, inanmadığı sözleri söylemez, başaramayacağı işe girişmez, yapamayacağı iş için kimseye söz vermez. Sadece yerine getirebileceği şeyler için söz verir" demiş… Hem de Milattan Önce 500'lü yıllarda… İnsanlara söz vermenin ne anlama geldiğini açık ve net bir biçimde ifade etmiş… Mahavira,
"aydın" kişiden söze girdiği için, bizde de Antalya'nın
Akaydın'ı çağrışımını yaptı. Bakalım bizim
Akaydınımız da ne sözler vermiş, sonrasında neler olmuş. Sonu nasıl gelmiş… 2009 yerel seçimler öncesi vermiş olduğu her türlü vaatlerine, gerçekleşmeyince, bir kulp takan
Akaydın'a Antalya halkı 12 Haziran 2011 seçimlerinde gerekli dersi verdi. Şimdi hedefte 2014 yerel seçimleri var. Şunun şurasında 17 gün kaldı. Bunu öncelikle hatırlatmakta fayda görüyorum. Vatandaşı saf yerine koymayı marifet bilen bu zihniyet, 100 bin kişiye iş vaadini, birisi önüne bir sıfır koymuş diye sıfırı en değerli sayı yapıvermişti… Malumunuz, bir sayının önüne koyulan sıfır o sayının değerini değiştirmez. Nede olsa, ekibinde noktadan sonra büyük harfle başlanır diyen dehalar var, normaldir! Mesela, hizmette birinci yıl toplantılarında Antalya'yı Avrupa kültür başkenti yapacaklarını açıklamışlardı. İddialı söylemlerde bulunmuşlardı. Ama o zamanlar
Mevlüt Çavuşoğlu bunun mümkün olamayacağını gerekçeleriyle anlattı, gazlarını aldı. Yılmadılar sert açıklamalarla, en geç bir yıl içinde sonuç alacakları sözünü verdiler. Aradan 5 yıl geçti, şimdi unutturma modundalar… Mesela,
10 bin ev hanımını günde 4 saat çalıştırıp sigortalı meslek sahibi yapacaklardı, bırakın 10 bini 10 kişi daha bu sözden yararlanamadı. Mesela, seçimden önce
"Antalya Ankara'dan zengin" demişlerdi, seçimden sonra
"tarih ve doğa açısından"a çevirdiler. Mesela Antalyalıya
"bedava elektrik" sözü vermişlerdi, vatandaşı kandırmışlardı, ama "Allah'ın sopası yok ki şunlara bir ders versin" derken; gelen icralardan neredeyse belediyenin elektrikleri kesiliyordu. Daha niceleri var… Akaydın ve dahi ekibi Antalyalıya balık hafızalı yerine koyup tutamayacakları, gerçekleştiremeyecekleri sözleri vermişlerdi. Yanıtını 12 Haziran seçimlerinde aldılar. Görülüyor ki, yeterince derslerini almamışlar. Bugün hala yine "hayal ve yalan" satarak oy istiyorlar. Önümüzde sayılı günler var, şunun şurasında ikinci şamarı yemelerine ne kaldı ki?...