Biraz gecikmiş bir röportaj diye algılayanlarınız olabilir. Fakat bazı konular sıcağı sıcağına konuşulmaz. Çünkü hem konunun mimarı hem de onunla konuşan her an hataya düşebilir ve sıkıntılı durumlar ortaya çıkabilir. İşte bundan dolayı bir hafta beklemeyi tercih ettim, herkes eteklerindeki taşı döksün istedim. Öyle de oldu ve o dökülen taşlar camları kırdı parçaladı. Ercan Merthatun'un uzun yıllardır CHP'nin içinde görürdüm ama öyle uzun boylu bir konuşmuşluğum olmamıştı. Kendisini buluştuğumuz bir çay bahçesinde dinlerken siyasette hayli dolu ve heyecanlı gördüm. Lafı uzatmadan hemen saadete gelelim.
KOMİSYONA REVA GÖRÜLMEDİK
Ercan Merthatun'a neden AK Parti'ye geçtiğini sordum. Hiç eveleyip gevelemeden, "Ben meclise ilk geldiğim zaman komisyonlara reva görülmedim. Sadece Ulaşım Komisyonu'na rica minnet girmek istedim, bir sürü tartışma çıktı grupta, bunu bile talep edemedim. Sandıktan çıkan meclis üyelerinden sadece Taylan Budak mesleği gereği komisyonda yer aldı. Bunun dışında seçim kampanyasının bel kemiği olan bizler komisyon dağılımlarının hiçbir yerinde olamadık. Başkan yardımcıları atamalarında da sağlıklı bir seçim yapılamadığı kanaatindeyim. Ben de bu partinin içerisinde siyasal anlamda, ileriye dönük bizlerin hiç bir yere gelemeyeceğini çok net bir şekilde gördüm. Hizmet yapabileceğim partinin AK Parti olduğunu düşündüğüm için bu kararı verdim" dedi
İDDİALARIN HEPSİNİN İÇİ BOŞ
Kendisinin hukuk dışı işlere karıştığının iddia edildiğini anlatan Merthatun, "Mahmut Yıldırım, Nurhan Umdu, Cem Kotan ve Hüseyin Erşin de mi böyle ya da diğer Alevi meclis üyeleri de mi böyle. Hangimizin böyle bir şeyi var? Daha belediye yeni kazanılmış nasıl hukuk dışı bir işimiz olabilir" diye konuştu.
BEN SOSYAL DEMOKRATIM
"Ben iyi bir sosyal demokrat ailenin çocuğuyum" diyen eski CHP'li yeni AK Parti'li Merthatun, "Bu anlayışımdan hiçbir zaman ödün vermem. İyi bir Atatürkçüyüm. AK Parti de iyi bir Atatürkçü. Atatürk, sadece CHP'nin tekelinde diye nitelendirilemez. O zaman Atatürk Türkiye'de sadece yüzde 25'midir? Geri kalan yüzde 75 Atatürk'e karşıdır mı demek lazım böyle olunca? Bunu bu şekilde düşünmek cahillik olur"şeklinde konuştu.
KALPAKLI ATATÜRK RESMİ
Ercan
Merthatun ile konuşurken döndü dolaştı sözü yine niye ayrıldığına getirdi ve ayrıntılarını anlattı: "Ayrılmamdaki en büyük sebep ise belediye müdürlüklerine, belediyenin kazanılmasının 20'inci gününde yazı gönderildi ve 'Hiçbir belediye meclis üyesi size emir veremez, sizden bir şey talep edemez' denildi. Emir veren kim? İş alımlarına ilçe bakıyor, işten çıkarılacaklara ilçe bakıyor, biz nasıl bir emir verebiliriz ya da niye emir versin. Hepimiz seçilerek gelmişiz ve 24 meclis üyesinin hepsi çok değerli insanlar. Ümit Uysal da 128 bin, bizler de 128 bin oy aldık. Bu tavır bizi çok üzdü. Geri adım atmasını beklerken dedi ki, 'Ben geri adım atmam, isterseniz bir daha yollarım bu yazıyı.' Haddinizi bilin demeye getirdi. İl Başkanı'nın Ümit Uysal'a söz geçiremediğini hissettim. Ben de bu partinin içerisinde siyasal anlamda, bizlerin ileriye dönük bir yere gelemeyeceğini çok net bir şekilde gördüm."
BEN İYİ BİR ALEVİYİM
Her zaman etnik kimliğin öne çıkarılmasını yadırgayan birisi olarak Merthatun'u bu konuda desteklediğimi söylediğimde kendisi, "Etnik kimliğimi inkar mı edeyim. Ben o gün AK Parti'de kürsüye çıktım ve 'Aleviyim' dedim. Bundan daha özgür bir yapı olabilir mi? İnsanların aykırı gördüğü, uzak gördüğü AK Parti'de Atatürk ile ilgili bir demeçte bulundum, bütün salon ayağa kalktı alkışladı. Kürsüden indim, bir sürü Alevi ile karşılaştım salon içerisinde. Odalarını gezdim partinin, bütün odalarında Atatürk'ün kalpaklı resimleri var. Acaba kimin odasında böylesi var?" dedi.
BAYKAL'I YUHALAMADIM
Herkesin
konuştuğu ve sürekli dillendirdiği Deniz Baykal'ı yuhalama meselesini sordum Ercan Merthatun'a ve yine net cevap alıp gerçeği öğrendim: "Ben kesinlikle Deniz Baykal'ı yuhalamadım. Kürsüdeki adam Özer Ülken'di, bizi partiden kovmuştu, ben Özer Ülken'i yuhaladım. Deniz Baykal'ı yuhalamak benim ne haddime, ne de parti terbiyeme yakışır." Belediye başkan adaylarının belirleme sürecini anlattı Merthatun ve Akaydın Hoca'nın söylediklerini resmen tekzip etti: "Akaydın aday belirleme sürecinin her tarafında müdahildi. Sultan Yeğen'i, Erdal Öner'i belirleyen Akaydın'dır, birçok ilçede Akaydın çok net bir şekilde müdahil olmuştur. Süleyman Evcilmen'in gönderilmesinde Akaydın'ın parmağı vardır. Devrim Kök, Süleyman Evcilmen'in gönderilmesini istemedi. 'Evcilmen giderse bize seçim kaybettirir' dedik. Evcilmen'in gitmesi seçimi kaybettiren en önemli unsurlardan biridir."
ÇÜRÜK YUMURTA
Aslında CHP İl Başkanı Devrim Kök'e çok kızgın olduğu her cümlesine yansıyan Ercan Merthatun, "Devrim Kök bana 'Çürük yumurta' demiş. Kendisine en yakın meclis üyesi gitse, ben de çıksam ne derim diye düşünürüm. O da her halde çürük yumurta diye bir algının arkasına sığındı. Bana çürük yumurta derken, partisine gelmiş diğer insanlara da hakaret etmiştir. Mansur Yavaş'a, Erdal Öner'e, Reşat Oktay'a Hasan Kilit'e herkese çürük yumurta demiştir" diyerek eleştirilere cevap verdi.
BİZ HEP KULLANILDIK
Röportajın
sonuna gelirken Ercan Merthatun ilginç bir konuyu gündeme getirdi: "CHP'nin demokrasi anlayışında hakaret, kavga, dövüş var. Bu, iktidar olamamanın getirdiği bir hazımsızlık. İktidar olabilseler belki biraz düzelecekler. Bir gün Aleviler CHP'nin Alevileri kullandığını görecekler. Arka bahçe gibi görüyorlar Alevileri. Etnik ayrımcılığın bırakılması gerekiyor. Şövenist yaklaşıyorlar. Alevilere 3'üncü insan muamelesi gösteriyorlar." Ve röportajımıza son noktayı koyarken, Ercan Merthatun'un Cemevi ile ilgili Menderes Türel'in ilk dönemindeki, Bekir Kumbul ile Hasan Subaşı'nın yaptıkları için teşekkürünü iletirken, CHP Muratpaşa İlçe Sekreteri Serap Yılmaz'a çok mahcup olduğunu ve bir gün vefa borcunu ödeyeceğini sözlerine ekledi.
ALEVİ KIYIMI YAPILIYOR
Ercan Merthatun'a, "CHP Alevilerin partisi mi?" diye sorduğumda cevabı da net oldu: "Benim için MHP de CHP de AK Parti de kitle partisi. Bu gün iktidarı Başbakan'ın elinden alıverelim, Kılıçdaroğlu'nu Başbakan yapalım. Bu ülkede neyi değiştirebilir? Asgari ücreti iki katına mı çıkaracak? Nasıl yapacaksın? Ayrıca bütün sol iktidarlarda Alevi kıyımı yok mu? En son 1992 SHP iktidarında Sivas katliamı yok mu? Başbakan Ecevit'ti. Bütün sol iktidarların arkasında Alevi kıyımları var."
ALDIYSAM NAMERTİM
Kendisine
yolsuzlukla ilgili iddiaları sorduğumda ise Merthatun, "Yolsuzluk yaptı, para aldı, transfer ücreti aldı dendi. Aldıysam namert evladıyım. Bir gün önce bu adam menfaat ilişkileri nedeniyle gitti diyeceksin, bir gün sonra da adamın icra faturasını çıkaracaksın. Bu ne kadar aciz olduğunu gösteriyor. Adliye koridorlarında beni araştırıyorlar. Benim alnım ak, icra benim icram, borç benim borcum. Ben babasını kaybetmiş, bundan dolayı da ticari süreci sekteye uğramış biriyim. Ümit Uysal deseydi 'Böyle bir evrak gelmiş, bin 400 lira para değil, al şu parayı, borcunu öde' deseydi. 'Böyle bir durum partiyi zora sokar, al bu borcunu kapat' deseydi. Bu ucuz insan profilidir. Bir şey bulamadıkları için arkasına sığındıkları bir durumdur" cümleleri ile olayı net bir şekilde reddetti.
BANA DAVA AÇSINLAR
Söylenenlerden
ve iddialardan hayli yorulduğu göze çarpan çiçeği burnundaki AK Parti Meclis Üyesi ilginç bir yaklaşımla hakkında dava açılmasını isteyerek şöyle konuştu: "Benim belediyeye yaptığım iş 150 bin lira dolayındadır. Bu işi yapmamın sebebi de belediye parasını ödeyemediği için firmalar mal vermemiştir. Ben bu sayede oraya mal verdim. İllegal bir durum kesinlikle yok. Olsa 5 yıl beklerler mi? Ayrıca otoparktan söylendiği gibi büyük paralar kazansam benim kapımdaki icra dosyası ne? Benim her şeyim ortada. Ben istiyorum biri çıksın beni dava etsin. Kendi kendimi mi dava edeyim aklamak için."
DİLİNE SAHİP OL
Alevilik kültürünü okuduğum kadarıyla Ercan Merthatun'un bu davranışından dolayı 'Düşkün' ilan edilmesi hayli zor. Ancak yine de kendisi, "Beni düşkün ilan etmek öyle 3-5 tane çapulcunun haddi değildir. Eğer düşkünse onlar düşkündür. Bir insan hakkında bu tür bir ithamda bulunan kişiler düşkündür. Bizim inancımızda eline, diline ve beline hakim olamayan insan düşkün ilan edilir ve Cem'e giremez. Bunların yaptıkları bu inanç ile uyuşuyor mu?" diye sordu
KİŞİSEL EGOLARI VAR
Ercan
Merthatun, Konyaaltı sahili için de düşüncelerini şöyle aktardı: "Ben Konyaaltı sürecine CHP koltuğunda oturuyorken de karşıydım. Antalya'nın önünü tıkadığı kanaatindeyim. Böcek'in onun bunun egosunu tatmin edeceği bir yer değil meclis. O sahil pislik içerisinde kaldığında bunun kime katkısı var. Rant unsuru, bunun getirdiği bir şey. Ben bu unsurun bir parçası olmaktan da huzursuz oldum."
HİZMET SÖZÜ ALDIM
Peki ne oldu madem para pul almadın da dediğimde, "Menderes Başkanım 'Mevcut bulunduğun kimliğe hizmet etmen için ben sana bütün imkanları sunacağım' dedi. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Bunu bana Ümit Uysal söylemedi, bunu bana Akaydın'da söylemedi" ifadelerini kullandı.
ŞOVMENLİK YAPIYOR
Kendisine seçim döneminde yapılan hataları hatırlattığımızda Ercan Merthatun'un bu konuda dertli olduğunu gördüm. Merthatun bu konuda ise şunları söyledi: "Şu an Erdal Öner ile 3'üncü partisin. Kabuk tutmadı. Neden, çünkü sen varoşuna inmiyorsun, gitmiyorsun Kepez'e. 5 yıl sonra adamın kapısına gidersen oy alamazsın. Şovmenlik ile il başkanlığı yürütülemez. Şovmenlik yaparak orada siyasi bir gelecek vaat edemezsin."
CHP'NİN OLUP OLACAĞI BU
Hayli kırgın bir o kadar da kendinden emin olan Merthatun, "Ben 16 yıl CHP'ye hizmet etmiş biri olarak CHP'nin, gidişimin arkasından, Ercan Merthatun gittiyse bunun arkasında bir şey var demesini bekledim. 29 tane meclis üyesi içerisinde gidecek en son adam bendim. CHP 1999 yılında barajın altında kaldığında partinin merdivenlerinde kalan 3-5 kişiydik. 1999 yılında gitmedim ben. Ben böyle bir sosyal demokratım. Ama bu partinin içerisinde sosyal demokrasi diye bir şey kalmadı. CHP'nin ideolojik bir yanı ve sol kimliği yok artık. Alevilerin gidecek kapısı olmadığı için CHP'ye sığınıyorlar. Yoksa CHP çok Atatürkçü, çok sosyal demokrat olsa oylarının yüzde 70'ini aldığı Alevilerden çok sayıda milletvekili çıkartır. Şövenist bir tutumla mikro milliyetçilikle bakılan bir yapının ulusalcı bir kesim ile kazanacağı hiçbir şey yok. Olacağı ancak bu. CHP batı sahillerini de çok yakında kaybedecektir" iddiasında bulundu.