Antalya'da
yaşayan sporseverler için kötü bir sezon geride kaldı. Futbolda, sutopunda Antalyaspor küme düştü, erkek hentbolda gönül desteğiyle ligde kalındı. Kentin basketbolu deseniz; Allah rahmet eylesin. Salonda yüz güldüren tek branş bayan hentbol. Muratpaşa'nın Melekler'i 3 yıl üst üste şampiyon olarak göğsümüzü kabarttı. Alanyaspor'un PTT 1. Lig'e yükselmesi de futbol adına yüz güldüren tek başarıydı. Bireysel sporlarda yurt içi ve uluslararası organizasyonlarda başarı elde edenler maalesef yeterli yankıyı yaratamıyor spor medyasında. Kürsüye çıkan tüm bireysel sporcuları da bu vesile ile Antalyalılar adına alınlarından öpelim. Ha bir de yüzümüzün güldüğü ikinci şey 100. Yıl'da yükseliyor. 1 yıl sonra bu zamanlarda artık stadımız ve salonumuz bitmiş olacak, yeni başarılar belki bu tesislerle gelecek. En az 25-30 yıl gecikmiş bir tesis hamlesine bugün seviniyor olmamız da trajedi aslında ama 'hiç yoktan iyidir' diyerek, derin bir de nefes alarak yolumuza devam edelim. Görüldüğü üzere Antalya'da spor adına pek olumlu şeyler söylemek mümkün değil. Antalya'da yaşayan gençlerin, kentin imkanları doğrultusunda spordan daha çok sosyal yaşama yönelmesi, müzik, tiyatro, sinema gibi sanatsal etkinliklere daha yatkın olması, izleyici tarafındakilerin de yukarıda özetlediğim gibi 'başarıya uzak' takımları izlemektense mangal yapmayı, keyif alacağı sanatsal etkinlikleri tercih etmesi tesislerdeki 25-30 yıllık gecikmeleri getiriyor sonuçta. Kentin spordaki geleceği, yönetimindekilerin spora olan sevgisine bağlı. Bu güzel bayram gününde spor adına güzel şeyler yazamayacağımız, spor bayramı yapamayacağımız ortada. O halde fırsat bu fırsat gelin biz sporseverler de Ramazan Bayramı'nı gönlümüzce kutlayalım. Sporda yapamadık, Ramazan Bayramı'nı coşku içinde yaşayalım. Sporda da bayramlar yaşayabilmek umuduyla…