LİDER olmak zordur. Herkes seni yenmek isterken sen aynı çizgiyi korumak zorundasındır. Her takımın sezon içinde düşüşü çıkışı olur, liderin olmamalı. Devreye psikolojik etkenler girer, kriz yönetimi gerektirir. Hele rakip son iki maçını kaybetmişken, daha fazla kaybedecek bir şeyi de yoktur. En büyük gol silahınız da oynamıyorsa, ayaklarınızı yere daha sağlam basmanız gerekir. Diarra'nın olmaması Antalyaspor için, hele ki bir deplasman maçında büyük dezavantaj. Dün gündüz bana bir taraftar 'Diarra parasını alamadığı için oynamıyormuş' dedi. Gülüp geçtim, siz de gülün geçin. Ne Diarra bu kadar karaktersiz, ne de yönetim bu duruma engel olamayacak kadar beceriksiz. Antalyaspor karşılaşmaya kontrollü başladı. Üstüne gelmesini beklediği rakibini gafil avlama niyeti vardı. Takım özellikle ilk yarıda akıllı oynasa da Antalyaspor'da aksayan isimler vardı elbette. Şahin sahada iç yoktu, Arif'e ilk 11 yaramamış göründü. Sedef-Lokman ikilisi genelde iyi ama yaptıkları hata ölümcül oluyor. Düşündürücü olan, skoru çevirebilecek hiç kimsenin kenarda oturmuyor olması. Çalışıldığı çok belli olan pozisyonda Gökhan Karadeniz, Diarra'nın yokluğunu aratmadı. Klas bir goldü. Adana Demirspor'un ilk yarıda maç kazanma isteğinden eser yoktu. Oysa ki ikinci yarıya daha hevesli başladılar. Bu arada öndeyken gol kaçırma geleneğini sürdürdü Antalyaspor. Arif ve Emrah laubali vuruşlarıyla pozisyonu ciddiye almadılar. Adana Demirspor'un direncinin azalmak üzere olduğu anlarda takımın Attamah ile en iyi iki isminden biri olan Mulenga topla en yüksekte buluşunca Mehmet Sedef ve Lokman'a ceza kesti. Ortayı yaptıranın da hatası vardı elbette. Golden sonra da galibiyet için bastıran ev sahibiydi. 3 net fırsat kaçırdılar. Antalyaspor 1 puanı aldı ama arkasında bir sürü soru işaretleri bıraktı.
Antalyaspor'un öndeyken gol kaçırma hastalığı devam etti