Antalya kent merkezinden en uzak semte olan uzaklık eskiden, 2 kilometreyi geçmezdi. Belediye otobüsünün kıt olduğu 1950'li yılların ikinci yarısında Antalya'da Çınaraltı Kahvesi- Şarampol ve Üçkapılar-Meydan Kavağı arasında işleyen ve 'Naylon' adı verilen ilk atlı araba dolmuşlar ortaya çıkmıştı.
NAYLON DOLMUŞ
Dört şişme lastik tekerlekli, altları yaylı traktör römorkundan yapılan; üstü düz; yanları yuvarlanabilir muşamba örtülü, içine karşılıklı iki kanepe yerleştirilmiş çift at tarafından çekilen bu arabalara Antalya halkı 'Naylon' ismini yakıştırmıştı. Üçkapılar-Kırcamii-Meydan Kavağı Mahallesi arasında da bu tür çift atlı naylon dolmuşlardan biri çalışırdı. Kış aylarında yolcuları korumak için hem yanlarda hem de ön ve arkada, açık yerlerin üstünde sarılı olarak tutulan muşamba perdeler, aşağıya indirilirdi. Böylece yağmurun içeri girmesi önlenirdi. Arabacı ön tarafta ve römork saçağının altında otururdu. Dikdörtgen kutu görünümündeki bu dolmuşlara arkalarına yerleştirilmiş tek basamaklı bir merdivenden binilirdi. Birkaçında merdiveninin olduğu yerde yarım boy tutulmuş kapıları vardı. İçeride arabanın uzunluğunca, karşılıklı oturulan iki sırada yocular, gidiş yönüne göre yan oturmuş olurlardı ve inerken sürücüye 5 kuruş ödenirdi.
MEYDAN'IN ÜNLÜ SAKİNLERİ
Mahallenin eski sakinleri arasında muhakkak ki en ünlüsü, Atatürk'ün 1930 yılında Antalya'ya yaptığı ilk ziyaret sırasında Aspendos Tiyatrosu ziyaretinden dönerken şehre girişte uğradığı, o yıllarda Türkiye'ye örnek olarak gösterilen narenciye bahçesinin sahibi Osman Ağa'dır. Yine mahallenin diğer bir ünlü ismi 6. Dönem Antalya Milletvekilliği yapan ve Antalya havalisinde 1930'lardan itibaren 1948 yılında ölünceye kadar bataklıkların kurutulmasında, sıtma ile savaş konusunda büyük bir emek harcamış olan Miralay Dr. Münir Soykam'dır. Aslında önceleri Kaleiçi'nde Hıdırlık Sokak'ta inşa ettirdiği evde yaşayan Dr. Münir Soykam, daha sonra Meydan Kavağı'nda tarla ve 22 dönümlük bir portakal bahçesi satın almış; içine bir ev yaptırıp orada yaşamaya başlamıştır. Sonradan bu ev ve bahçe Vali Haşim İşcan tarafından açtırılan 'Yeni Yol' (Ali Çetinkaya Caddesi) ile Değirmenönü'ndeki değirmenlere su götüren çayın arasında kalmıştır. Dr. Münir Bey, Meydan Mahallesi'ne ve Demircikara'ya elektrik verilmesi için çok girişimde bulunmuş ancak bir sonuç alamamıştı. Cevap olarak "Veremeyiz, elektrik santralimizin üretimi yeterli değil" deniliyordu. Dr. Münir Bey ise bu sözlere "Atatürk Caddesi'nin ortasındaki yapay suyoluna elektrik döşemeye ve Karaalioğlu Parkı'nı gece-gündüz aydınlatmağa elektrik vereceğinize, vatandaşın evine verin" diye sürekli itiraz ediyordu. Antalya Belediyesi ile olan bu çatışmalar, Dr. Münir Soykam'ın ikinci kez Milletvekili seçilmesini engellemişti. Antalya'nın ünlü avukatlarından olan oğlu Ethem Soykam o günleri; "Babacığım belediye otobüsünün çalıştığını görebildi amma, elektriğin verildiğini göremeden öldü" diye anlatır. Dr. Münir Soykam bahçesinin güney sınırında alçak bir duvarla ayrılmış olan Antalya Eski Belediye Başkanı ve Milletvekili Dr. Galip Kahraman'ın bahçesi başlardı. Galip Bey'in o yıllarda bahçesine bakan bahçıvanı Rifat Ay'dı.
DR. AVNİ TOLUNAY'IN EVİ
Şehitler Mezarlığı'na giden dar yolun başındaki ev, Başkomiser Emin Bey'indi. Ali Çetinkaya Caddesi'nin üst tarafında kuzeye giden dar bir çıkmaz sokağın en sonunda İstiklal İlkokulu Başöğretmeni Yaşar Arsun Bey'in evi ve bahçesi vardı. Polis karakolunun doğusunda Hoca Mehmet Efendi'nin evi ve bahçesi yer alırdı. Bu evin karşısında çayın kenarında şoför Muharrem'in evi vardı. Sahip, Kaptıkaçtı adı verilen otomobiliyle uzun yol şoförlüğü yapardı. Oğlu Tayyar ve Emin Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nde baba mesleğini sürdürdülerdi. Onun doğu kuzeyinde yine çay kenarında Akif Yeşiltaş'ların (Şöförler Derneği Başkanı) ve onun da ilerisinde çerçi Mehmet Ali Çerçiler 'in evi ve küçük bahçesi vardı. 1950'den sonra satıp onlar da kent merkezine göçtüler. Deveciler Yolu (Aspendos Bulvarı) kenarında doğu ve güneydoğuda Kınaylar'ın bahçe ve evleri vardı. Giritli Sait Efendi diye bilinirlerdi. Eski Ticaret Odası Başkanı Kemal Kınay ve Recep Kınay yine Meydan Kavağı Mahallesi'nde doğup büyümüşlerdir. Yokuşbaşı denilen yeri çıktıktan hemen sonra sağa inen yolda ve aşağıda Antalya'nın çok sevilen eski Belediye Başkanı Dr. Avni Tolunay'ın, babası tapucu Mehmet Efendi'nin evi ve bahçesi vardı. Bunun üst tarafında ve yol üstünde Dr. Hayati Düdener'in babası Ahmet Ağa'nın evi ve bahçesi ile hemen onun karşında Değirmenönü'nde bakkal dükkânı olan Ali Rıza Efendi ve onun bitişiğinde kuyumcu Ziya Şan'ın evi yer alırdı. Yokuşbaşı'ndan aşağıya doğru inerken sağ tarafta sonradan yapılan Yeni Cami, onun altında Çamkertenin Hatice Hanım'ın evi; tam yokuşun sonunda bir çınar ağacının bitişinde mahallenin tek Demircisi iri-kıyım koca bıyıklı usta vardı. İki oğluyla birlikte çalışırdı. Yokuş başının diğer tarafında Bakkal Mehmet, onun üstünde kuyumcu Ziya ve Bakkal Ali Rıza'nın akrabalarının evleri en çok hatırda kalanlar arasındadır. Meydan Kavağı Mahallesi ünlü sakinlerinden birçoğunu böylece yad etmiş olduk. Hepsi de rahmetli oldular. Mekanları cennet olsun.