Halk arasında 'Sarı Nokta' olarak bilinen hastalığın gerçekte, görme fonksiyonlarında en önemli rol oynayan, renkli görmemizi ve görme keskinliğimizin yüzde 90'ı gibi büyük bir bölümünü sağlayan makulayı tutan patolojileri ifade ettiğini belirten Kaya Göz Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Kaya, "Makula hastalıkları içinde en sık rastlanan bölümü de yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak sayıları gittikçe artan 'Yaşa Bağlı Makula' hastalıkları yani 'Yaşa Bağlı Sarı Nokta Hastalığı' oluşturmaktadır" dedi.
GÖRME KAYIPLARI YAŞANIR
Hastalığın ortaya çıkışında en önemli patolojınin retina tabakalarından birisi olan pigment epitel tabakasında yaşlanma ve fonksiyonlarında azalma olduğunu belirten Op. Dr. Kaya, "Retinanın bu fonksiyonlarındaki azalma sonucu, görme işlevi esnasında ortaya çıkan metabolik artıkların atılarak, retinanın altındaki damar tabakası tarafından uzaklaştırılması işlemi zamanla bozulacağından retina altında gittikçe artan birikintiler meydana gelir. Bu birikintilerin yarattığı tablo sonucu retina altında meydana gelen anormal damar yapılı oluşumlar ve kanamalar sonucu ortaya çıkan görme kayıpları en belirgin özellikleridir. Hasta başlangıçta okuma güçlüğü, kırık, çarpık, dalgalı görme, renkli görmede bozukluk gibi şikayetlerle hekime müracaat eder. İleri safhalarda ise baktığı yeri göremediğini ancak baktığı yerin etrafını görebildiğini ifade eder" diye konuştu. Hastalığın görülme sıklığının yaşın ilerlemesi ile birlikte arttığına vurgu yapan Kaya, "70-74 yaşları arasında hastalığın görülme sıklığı yüzde 25 iken 90 yaşın üzerinde yüzde 100'e yakın oranda görülür. Hastalık, 65 yaş üzeri şahısların yüzde 2'sine yakın bir bölümünde görmeyi yüzde 10 ve daha altına indiren önemli bir faktördür" dedi.
RİSK FAKTÖRLERİ
Hastalığı arttıran risk faktörlerinde en önemlisinin yaş olduğunu belirten Kaya "Yaşa ilave olarak risk faktörleri güneş ışığının fototoksik etkisi nedeniyle güneş ışınına fazla maruz kalan meslekler (denizciler, pilotlar, çiftçiler vb) ve kadınlarda daha sık görülür. Ayrıca kişide hipertansiyon bulunması, kan yağlarının yüksek olması ve ailevi hikayesinin olması önemli faktörlerdir. Öte yandan göz ve göze ait bazı faktörler de bu hastalığa ait riskler taşımaktadır. Özellikle açık renkli gözler, hipermetroplar ve katarakt ameliyatlılar öncelikli risk grubuna girer. Oksidatif mekanizma üzerine olumsuz etkileri nedeniyle ağır sigara içicileri önemli bir risk grubu oluşturur. Vitamin A-C'den zengin beslenen ve çeşitli nedenlerle antioksidan (çinko, magnezyum, selenyum) kullananlarda risk azalır" diye konuştu.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Kuru tip Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu'nun (YBMD) tedavisi ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması yönünde uygulanan tek tedavinin antioksidan vitamin ve mineral desteği olduğunu açıklayan Kaya, "AREDS adı verilen çok merkezli çalışmalardan elde edilen veriler sonrasında hazırlanan bu destek tedavileri gelişmiş olan hücre kaybını geri döndüremez. Ancak risk gruplarında bu destek tedavisinin uygulanmasının ileri evre YBMD'ye dönüşümünü % 25 oranında azalttığı tespit edilmiştir" dedi. Yaş tip YBMD'nin tedavisinin ağır görme kaybı riskini azaltmakla birlikte bu riski tamamen ortadan kaldırmayacağını belirten Kaya, "Yaş tip sarı nokta hastalığının tedavisinde son yıllardaki en büyük gelişme yeniden damarlanmayı önleyen Anti-VEGF ilaçların göz içi enjeksiyonları olmuştur. Bu ilaçlar (Avastin, Lucentis) yeniden damarlanmaya engel olurken, bu damarlardan sıvı sızması ve kanamaları da engellerler. Bu sayede hastaların merkezi görmeleri korunur" diye konuştu.