Burada, İsrail'in özür dilemesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Arınç, Türkiye'nin üç yıldan bu yana kendisine yapılan haksızlığa karşı direndiğini, ısrarcı olduğunu, dünyadan gelen bütün teklifleri elinin tersiyle ittiğini ve kulaklarını kapattığını kaydetti. Başbakan Yardımcısı, "Üç yıldan bu yana en hatırlı insanlar, en güçlü ülkeler devreye girdi, 'İsrail özür dilemez. Bunun yerine geçecek başka bir kelime olmaz mı? Mesela, çok üzüntülüyüz, ağlamaklıyız, keşke olmasaydı gibi.' dedi. Kesinlikle olmaz dedik. Açıkça özür kelimesini istiyoruz dedik. 'Tazminat istediğiniz kadar verelim, diğer ikisine yanaşmayız.' dediler. Olmaz dedik. İkisini kabul ettiler, 'Ambargoyu kaldıramayız.' dediler. Başbakanımız, 'Bu hiç olmaz. Ambargo şartını kaldırırsak, şehitlerimizin hatırasına ihanet etmiş oluruz.' dedi. Kimsenin aklına bile getirmediği, ihtimal vermediği hadise gerçekleşti. Sonunda Türkiye'nin dediği oldu. Hamdolsun üç konu da açıkça kabul edildi ve İsrail, tarihinde ilk defa resmen özür diledi. Bu, kararlı bir dış politikanın sonucudur. Bunun anlamını herkes bilmiyor olabilir. Ben de basının önünde çok açık anlatacak değilim ama İsrail denen ülkenin ve inanç sisteminin bir başkasından özür dilemesi, onların tarihi ve inancında mümkün olacak bir şey değil.' şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 6 ay sonra çok partili dönemin en uzun süre görev yapan başbakanı unvanını Adnan Menderes'ten alacağını vurgulayan Arınç, CHP'ninse 63 yıldır iktidar olamadığını, bunun dünyanın hiçbir ülkesinde görülmediğini ifade etti: '1950'de yıkıldı, 63 senedir bir daha iflah olmadı. Bu, bir parti için ne kadar küçültücü bir şey. Millet sana hâlâ güvenmiyor, senden ümitli değil. Hâlâ yüzde 20-25'lere mahkum bir parti olarak görüyor. Şöyle bir kendine baksana, 'Nerede eksiğim var?' desene. 'Ne hata yaptım da millet beni 63 yıldır affetmedi?' diye bir düşünsene be adam. Benim başdanışmanım 65 yaştan emekli oldu, CHP 63 yıldır iktidara gelemedi. 63 yıl yahu, dile kolay, hâlâ birbirlerini yiyorlar. Ulusalcılar bir tarafta, eskiciler bir tarafta, yenilikçiler bir tarafta. Birinin dediğini, öbürü anlamıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bu parti, yüzde 25'i bulursa bayram ediyor. Yüzde 20'lerde kalırsa da, 'Ne yapalım, İzmir'i kaybetmedik ya.' diye övünüyor."
Konuşması sırasında AK Parti'nin, 'Biz Hepimiz Türkiyeyiz' isimli şarkısının çalınmasını isteyen Bülent Arınç, salonda bunun için hazırlık olmamasını eleştirdi. Bir katılımcının telefonundan şarkıyı dinleten Arınç, 'İnsanın yüreğini eritti. Bundan güzel müzik var mı?' dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç ANAP, DYP ve DSP örneklerini vererek, halka dayanmayan, halktan kopan partilerin elde ettiği başarıların daimi olamayacağını, milletin bunun cezasını verdiğini söyledi. 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu partilerin, "kaşını çatan, kafa göz işaretleri yapan, omuzlarını gösteren üç kişiden" korkup oylamaya katılmadığını ifade etti. Bu siyasetçilerin hatalarını bugün itiraf ettiğini, bundan sonrakilerin örnek alması gerektiğini dile getiren Arınç, AK Parti'nin 11 yıldır ihanet şebekelerine ve tuzaklara rağmen dimdik ayakta olduğunu söyledi.
Tazminat konusunda Başbakan Erdoğan'ın kendisini görevlendirdiğini, Dışişleri ve Adalet bakanlıklarıyla bilirkişilerle çalışacaklarını, şehit yakınları ve yaralıların görüşlerini alacaklarını belirten Bülent Arınç, "Zaten temasımız var ama hepsini biraraya getirmek için acilen toplantı yapacağız. İnşallah Filistin'e ve Gazze'ye bugüne kadar uygulanan acımasız ambargo kaldırılmış olacak. Sayın Başbakanımız bunun sözde değil, gerçekte de olup olmadığını bir şekilde görmek amacıyla mümkün olursa, tabii şartlar ne getirir bilemem, nisan ayı içinde bir Filistin ve Gazze seyahati yapmaya çalışacak.' diye konuştu.
Cihan
