Dear Nazan,
"Havaların ısınmasıyla birlikte golf mevsimi tüm hızıyla açıldı" diyeceğim ama geçen haftalarda hangi mevsimde olduğumuzu iyice şaşırdık. Aynı gün hava yağmurlu mu güneşli mi, sıcak mı soğuk mu, kazak mı giysek tişört mü bilemiyoruz buralarda. Manasız bir durum. Havalardan laf açınca anladın herhalde, gene golf turnuvalarına başladık. Her hafta golf topları ve sopalarla sözleşmiş gibi otlara, tabiata atıyoruz kendimizi. Dağ bayır bir deliğin peşinde koştur dur.
Pek akıllı işi değil ama ne yapalım ki trend böyle. Bizimkilerin çoğu da hasta bu işe şekerim. Son adresimiz Antalya'da National Golf Club ile Calista Luxury Resort'un dördüncü kez ev sahipliğinde gerçekleşen "Turkish Airlines Ladies Open 2013" turnuvasıydı. Calista Luxury Resort Genel Müdürü Ali Kızıldağ arayıp ille de katılın diye ısrar ettiği ve benim partner de hastalardan biri olduğu için atlayıp gittik tabii.
31 ülkeden 126 profesyonel bayan golfçü, bir de bizimkiler bütün gün perişan olduk. Bir taraftan acayip rüzgar, bir taraftan da acayip mücadele vardı sahada. Turnuvaya bu sene Çin, Kazakistan, Peru, Namibya, Kolombiya, Meksika ve Litvanya'dan da golfçüler katıldı. Mineks International'ın organizatörlüğünde 2008 yılından beri yapılan Avrupa Bayanlar Golf Turnuvası'nın Türkiye ayağının bu yılki sürpriz konuğu ise York Dükü Prens Andrew'ydu Nazo.
Royal and Ancient Golf Club of St. Andrews'un kaptanı olan York Dükü Prens Andrew, National Golf Kulübü tarafından yetiştirilen geleceğin golfçüleriyle bir araya geldi. Golfçülerle tek tek konuşan York Dükü, çocukların hepsini olimpiyatlarda görmek istediğini belirterek golf sporu ile ilgilenmelerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Böyle azimli insanlara bayılıyorum şekerim. Ben öyle olamam. Her sporu yaparım ancak yanında eğlence de olmalı. Mesela bana göre golfün en sevimli tarafı golf arabalarıyla, caddy'ler.
Ben o küçücük arabaların içinde oturan enine boyuna kelli felli adamları görünce kahkahadan kırılıyorum. Golfün en sinir bozucu tarafı da kıyafetleri. O şekilsiz ayakkabılar, kısa çoraplar, şortlarla hepimiz çirkin ördeklere benziyoruz vallahi. Bir de şu son zamanlarda "olduğu gibi görünme" çabasındaki bazı (ismi lazım değil) hemcinslerime de fena halde kılım Nazan. Utanmasalar sadelik trendi uğruna yataktan çıktıkları gibi gelecekler.
Zaten bizim çevrede bütün kadınlar birbirine benzedi; aynı saç kesimi, aynı yapılmamış görüntüsü veren makyaj, aynı renk giysiler ve hatta aynı konuşmalar… Hepsi de klâs Paris kadınları. Ayol daha bir kişilikli, ne bileyim daha bir "stylish" olun, Avrupalı kadın kompleksinden kurtulun diyorum ama ne gezeeer. Herhalde deneye yanıla stil sahibi, kendi kişiliği doğrultusunda giyinen Türk kadınları da olacak gelecekte.
Her neyse şekerim konumuza dönecek olursam, ödül töreninde kazananların kupalarını Mineks International Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Göktuna verdi. Açık havada gerçekleşen gala gecesi geç saatlere kadar devam etti. Gecede hepimiz günün yorgunluğunu eğlenerek üzerimizden attık. Galada bir ara gözüm Beyhan Benardete'ye takıldı. Gerçekten de yaşına göre güzel ve becerikli bir kız Beyhan.
Ayol vallahi taş atmıyorum, tabii yaşına göre diyeceğim. Bizim kızların en genci bile menüyü aldığında şöyle uzatıp okur. Anlayacağın görüntü iyi ama gözlük "must" oldu. Neyse ki benim fizik yaşım gençlere uyuyor Nazancığım. Bak Rana Esen de öyle. Baktım da o da benim gibi. Her daim genç demek istiyorum yani. Şekerim yakında ben de National Golf Club'ta "Meloş Golf Turnuvası" düzenliyorum. Karar verdim, golf sahasında gezinen seyyar satıcılar, baloncular, palyaçolar ve daha bir sürü eğlence olacak. Golf panayırı senin anlayacağın. Spora biraz renk getirmek lazım!
Kiss Meloş.
TAMER TURAN