K
ona…
Kushe..
Mosheau…
Bu isimler
Ankara'da futbolu az da olsa takip edenler tarafından hemen anımsanacaktır.
Afrika kökenli futbolcu üçlüsü, bir dönemler
Gençlerbirliği adıyla özdeşleşti… Futbol camiası hemen her hafta onlardan söz etti.
Oynadıkları futbolun güzelliği ve yarattıkları pozisyonların estetik görüntüleri adeta dillere destan oldu.
Öyle ki,
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav için,
"Afrika ondan sorulur" denmeye bile başlandı.
Kona- Kushe- Mosheau üçlüsü, diğer adlarıyla
"Siyah cambazlar" Kırmızı-siyahlı takımın popülerliğini öyle üst seviyeye taşıdılar ki o zamana değin
Ankara futboluna ilgisiz kalan
"Bab-ı Ali basını" bile bu futbolcuların haberleriyle beslenmeye başladı… Doğal olarak da üç büyükler gözlerini bu futbolculara dikti!
Daha sonra,
Başkan Cavcav, bunlardan
"Transfer kurnazlığı ile" iyi paralar kazandı. Özellikle de
Mosheau ile Kona'dan… Ardından
Geremi diye bir başka Afrikalı gündeme oturdu. Bu yıldızı da
Real Madrid'e iyi pazarladı Cavcav… Daha başka önemli isimlerde geldi
Gençlerbirliği'ne; Zlatko, Zacarias, Edvaldson gibi… Türkiye o dönemler,
"Yugo çöplüğüne" dönüşmüştü; ama bundan etkilenmeyen tek kulüp Kırmızı- siyahlılardı… Sadece yabancı futbolcuda değil, yerlilerde de
Gençlerbirliği çok isabetli transferler yaptı. Aldısattı çok kazandı…
Cavcav sayesinde, ligin her takımına futbolcu ihraç eder hale geldi.
Bunları neden yazdım?
Astronomik ücretlerle transfer ettikleri
"Yıldız unvanlı" futbolcular yüzünden borca gömülen başta
Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un yaşadıkları maddi sıkıntıyı daha da iyi anlayasınız diye… Bu kulüplerimiz, transfer ettikleri futbolcuları iyi kullanamadıkları gibi ya düşük ücretle, ya da bedelsiz gönderiyor.
İşte bunun sonucunda oluşan borç tablosu:
Beşiktaş (502 milyon), Galatasaray (375 milyon), Fenerbahçe (168 milyon), Trabzonspor (129 milyon). Düşünüyorum da demek ki
Cavcav zamanında
"Çok büyük iş" yapmış!