TRT'nin Yol Ayrımı dizisinde İsmet İnönü'yü canlandıran Ankaralı usta oyuncu Hakkı Haluk Cömert'in 1. dönem milletvekili olan dedesi İbrahim Hakkı Akgün, İnönü'nün yakın dostuydu. Çocukluğunda Pembe Köşk'ün bahçesinde oyun oynayan Cömert, dizide Atatürk ve İnönü'nün insani yönlerinin ele alındığını, onlara hakaret edildiği yönündeki eleştirileri haksız bulduğunu söylüyor. Cömert, "Yıllar önce Devlet Tiyatrosu'nda 'Lozan' adlı bir oyunda yine İnönü'yü canlandırmıştım. Oyunu izleyen Erdal İnönü, çıkışta 'Babamı çok kötü göstermişsiniz. Bir aile dostuna yakışmadı' dedi. Halbuki oyunda gerçeklerin dışında hiçbir şey yoktu" diye konuşuyor.
TRT'nin Yol Ayrımı dizisinde Başbakan İsmet İnönü'yü canlandırıyorsunuz. Sizin için nasıl bir rol, zor mu?
Serbest Fırka'nın 1930'da kuruluşu ve kapanışı arasında geçen olayları konu alan bir dizi Yol Ayrımı. O dönem CHP içinde olup da sesi biraz fazla çıkanların Serbest Fırka'ya geçmesi ya da İsmet Paşa ya da Atatürk tarafından 'buyurun, siz buraya geçin' denilmesi. Aileden gelen bir CHP'lilik var bizde. Annemin anlattığına göre dedem İbrahim Hakkı Akgün'ün Atatürk ve İnönü'yle hukuku iyiydi. Her ikisinin de eve geldiklerini, anneannemin onlara sofra kurduğunu anlatıyor. Bu nedenle severek hayata geçirdiğim bir rol oldu benim için.
Dedenizle yakınlıkları nereden geliyordu?
Dedem Elazığ Palulu. Orada kaymakamlık yaparken Cumhuriyet kurulunca 1. Dönem Ergani Milletvekili olarak Ankara'ya geliyor ve Hamamönü'nde bir ev tutuyor. Daha sonrasında İsmet Paşa, Kuğulu Park'ın karşısında bulunan Polonya Büyükelçiliği'nin bulunduğu araziyi dedeme aldırmış. Ama dedemin Ankara'da yaşamak gibi bir derdi olmadığı için Hamamönü'nde kalmış. Meclis süreci bittiğinde de o araziyi Recep Peker'e satmış. Hatta tevatüre göre 'Repuclic Polonya' (RP) yazısının da aslında Recep Peker olduğu söylenir. Gelip geçerken anıyorum hep.
Sizin herhangi bir hatıranız var mı onlarla?
Çok küçüktük ama sadece çağırır, başımızı okşar, bazen kucağına alır sonra gönderirdi İsmet Paşa. Çocuklarına da öyle davranırdı. Her zaman bir resmiyet vardı, onu hatırlıyorum. Asker ruhunu hissediyorduk. İsmet Paşa ve Atatürk'ün dedeme gönderdiği mektuplar ve telgraflar da evimin duvarında asılı.
Belgeselleri inceledim'
İsmet Paşa'ya benzemek için ne yapıyorsunuz?
Belgeselleri izledim. Yürüyüşü, oturuşu, kalkışı, tavırları onlara baktım. Onun her şeyden önce bir asker olduğunu hiç aklımdan çıkarmıyorum. Konuşurken en sakin haliyle bile sert ifadeler kullanabiliyor. En cana yakın hallerini de görüyoruz. Ama çoğunlukla devlet adamı olarak izliyoruz İsmet Paşa'yı.
Yavuz Sepetçi'nin Atatürk'e tıpatıp benzemesi de işinizi kolaylaştırıyordur mutlaka...
Rol arkadaşımız Bora Sivri, Yavuz'u ve beni ilk gördüğü zaman 'Abi plastik makyajınızı ne güzel yapıyorlar' dedi. 'Öyle bir şey yok' dedik. Benim şakaklarım biraz beyazlaştırılıyor. Onun dışında bir şey olmuyor.
İnönü:
'Babamı kötü gösterdiniz'
"
93-94 sezonunda Antalya Devlet Tiyatrosu'nun açılışında görevlendirilmiştim. Oranın ilk yerleşik oyunu olarak 'Lozan' tercih edildi. Musa Uzunlar Atatürk'ü, ben de İsmet Paşa'yı oynamıştım. Lozan'da İsmet Paşa'nın hataları olmuş, belki de o dönem öyle olması gerekiyordu. Oyunda bunlar işlenince Erdal İnönü çıkışta yanıma gelip 'Babamı çok kötü göstermişsiniz. Bir aile dostuna yakışmadı' dedi. Neyi saklayacağız, tabu olacak bir şey yokki! Dünya kabul etmiş bugün Mustafa Kemal'in liderliğini."