Altındağ Belediyesi tarafından 2006 yılında restore edilerek müzeye çevrilen Ulucanlar Cezaevi, Türk siyasi tarihinin en karanlık dönemlerine tanıklık etti. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından birçok genç cezaevinin darağaçlarında asıldı, hücrelerde işkence gördü. Yıllar sonra müzeyi gezen ziyaretçiler arasında hem sağ hem de sol düşünceyi benimseyenler bulunuyor. Bu nedenle müze yönetimi sırayla bir sağdan bir soldan türküler çalınmasına karar verdi.
Merve Bayıksel:
Ben müzenin müdürüyüm. Bir döneme tanıklık eden müzeyi burada yatmış şair ve sanatçıların türküleriyle anlatmak istedik. Bunu yaparken de objektif olmaya gayret gösterdik. Hem sağ hem de sol kesimden cezaevinde kalmış kişilerin eserlerine yer verdik.
Sıdkı Bıçak:
Bu cezaevi çok ürkütücü. O dönemde burada yaşayan insanların ne kadar büyük sıkıntı ve zorluk yaşadığını görebiliyoruz. Bugün hep birlikte çalınan bu türküler ve şarkılar aslında boş yere ettiğimiz kavgaların, boşa harcanan zamanın en güzel şahidi.
Zehra Demir:
Burada yatanların günlük eşyaları sergileniyor. Seccadeler, tespihler, mektuplar burası gerçekten insanın içine işliyor. Hem solcular hem sağcılar o dönemde büyük acı, sıkıntı çekmiş. Ama burada hep beraber kalmışlar. Bugün arka arkaya çalınan şarkılar, türküler, şiirler bunun en büyük göstergesi.