'O müzede yaşayabilirim'
Ankara'da sevdiğiniz mekanlar? Gezdiğiniz yerler?
Ne zaman buraya bir misafirimiz gelse onları Anıtkabir'e götürüyorum. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Orada bulunduğumuz zaman Türkiye'yi hissediyoruz ve insanlar anlayabiliyor. Atatürk'ten öğrendiğimiz her şeyi takdir ediyoruz. İnsanların Anıtkabir'e gittiklerinde orayı gezmesini ve yüksekte kaldığı için Ankara'yı görmesini istiyoruz. Atatürk'ün Alman mimar Bauhaus'tan etkilendiğini düşünüyorum. Çünkü olabildiğince yeşil yerler yapmaya çalışmış. Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni orada yaşabilecek kadar seviyorum. Bu müze, aşırı derecede etkileyici. Olabildiğince orayı ziyaret etmeye çalışıyoruz. Fakat köpeklerimle sokaklarda rahat yürüyemiyorum. Sokak köpeklerinden korkuyorum. Peki, Ankara'da görmek istemediğiniz, olumsuz olarak nitelendireceğiniz şeyler var mı?
Aslında tek problem, sokak hayvanları. Buna çözüm bulunmalı. Hayvan haklarınız çok iyi ve hayvanlara yaşanacak hayat veriyorsunuz ama trafikte dahi sıkıntılara neden oluyor. Türklerle ilgili bir başka şey, hayvanlara gerçekten dikkat ediyorlar. Etrafta görüyorum, kaplar koyuyorlar, onları aç bırakmıyorlar.
Tam tersini sorayım, şehir anlamında bu kentin en beğendiğiniz yönü nedir?
Zihniyeti seviyorum. Hoşgörülü insanların bulunması. Tanımasalar bile sana gülümsüyorlar. En önemli şey, çok temiz bir şehir olması. Viyadüklerden, tünellerden geçtiğiniz zaman kuğuluları görüyorsunuz.
Kuğulu Park'ta canlıları da var…
Evet, onları da beğeniyorum. Bizde de çok kuğu var, evde de besliyorum.
'Sağlık sistemi çok iyi'
Alışveriş merkezlerine gidiyor musunuz?
Ben aslında alışveriş insanı değilim. Dürüst olmak gerekirse Panora'ya bile gitmedim. Karum'u seviyorum. Ankara Kalesi ve çevresinde yürümeyi çok seviyorum. Diğer bir konu da taksiler. Her zaman çok kibarlar, çok temizler.
Boş zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zamanımı mülteciler için harcıyorum. Suriye'den gelen mültecilere yardımcı olmaya çalışıyorum. Türk insanları bu konuda gerçekten çok yardımsever. Bu tür konularla ilgilenen Ankara'daki insanları eğitimli ve ne yaptığını bilen insanlar olarak görüyorum. Çok insan tanıdım. Onlara 'günlük yaşamın süper kahramanları' diyorum. İçinde bulunduğum ülke bana şunu düşündürtüyor: Bu ülke ne yapmak istediğini biliyor.
Hayatınızın sonuna kadar burada yaşamak ister misiniz?
Öyle olduğunu düşünüyorum (gülüyor) çünkü hastaneler burada çok iyi. Eşimde safra kesesi taşı vardı ve hemen müdahale ettiler. Sağlık sisteminiz tatmin edici. Ankara'da nitelikli doktorlar var. Sanırım eğitim standardınız uluslararası düzeyde yüksek. Türkiye ile ilgili etkileyici bir diğer şey ise çok fazla umudunuz var.
Buradan ayrıldığınızda biri 'Ankara'yı sorarsa ona ne dersiniz?
Sıcaklık hissediyorum, hayatı hissediyorum Ankara'da ve burada tarihi hissediyorum. Çünkü tarih açısından burada çok şey var.
'Dansınızı öğreniyorum'
İstanbul ile karşılaştırırsanız…
İstanbul'a ihtiyacım var. Çünkü ben Danimarka sularla kaplı. İstanbul'da öyle. Anadolu'yu gezince çok seviyorum ama bir taraftan 'Benim denize ihtiyacım var' diyorum.
Ankara'daki kültürel aktivitelerle aranız nasıl?
Genellikle opera, konsere kışın gidiyoruz. Eşim caz kafeleri seviyor. Aslında müzikle çok alakalıyız. Büyük bir gramofon koleksiyonumuz var.
Türk müziklerinizi seviyor musunuz?
Bir yerin müziğini dinlediğiniz zaman o yerle ilgili fikir ediniyorsunuz. Çok seviyorum. Kulakların pasını alıyor. Geleneksel dansınızı da öğreniyorum.
Türk kadınlarını nasıl buluyorsunuz?
Büyükannem yıllar önce kalp krizi geçirmesine rağmen giyinmeyi, gezmeyi, makyaj yapmayı çok seviyordu. Buradaki kadınlar da erkekler de genellikle güzel giyiniyor. Büyükannem burada olsaydı, kesinlikle çok severdi. Önemli olan nasıl bir insan olduğunuz. İyi misiniz, kötü müsünüz…