Ankara'da çok sayıda vakıf olduğunu biliyoruz. Bu vakıfların bir kısmının hizmet ürettiğini ama bir kısmının da atıl bir şekilde durduğunu biliyoruz. Öyle vakıflar biliyorum ki malı mülkü var; kasasında parası pulu var… Ama varlık amacına uygun hiçbir faaliyet yapmıyor. Aslında vakıflara dair yasanın bu kuruluşları hizmet yönünde zorlayıcı bir işlevi olmalı.
***
Okuyucularımız şunu ne kadar biliyor bilmem…
Anadolu'nun birçok şehri gibi
Ankara da bir vakıf şehridir. Binlerce vakıf var
Ankara'da. Bunların bir kısmı tarihi vakıflar… Bir kısmı şahısların kurduğu vakıflar. Ancak
Ankara'daki vakıfların kendi aralarında en ufak bir işbirliği ve koordinasyon yok. Sanırım bunu sağlayan bir organizasyon yok. Eskiden bir araya gelinip başörtüsü gibi konularda ortak bildiri yayınlardı bazı vakıflar. Şimdi o işleri de bıraktılar.
***
Oysa sosyal dayanışmanın dinamiği olabilir bu vakıflar. Doğru yönlendirilmiş olsalar bu ülkede yoksulluk diye bir şey kalmaz. Belki üniversite sayımız beş yüzü bulur. Ama herhalde bunun için yeni bir toplum tasarımı gerekiyor. Sonuçta vakıf dediğimiz olay bu ülkenin hem ekonomik hem de sosyal sermayesi. Ve aynı zamanda israf edilen bir milli güç unsuru. Yükselen toplum hedefine ulaşma yolunda harekete geçirilebilecek önemli bir kaynak. Birinin oturup bu birbirinden habersiz… Öğrenciye burs vermek dışında bir ufku olmayan vakıflara yeni bir görev tarifi yapmalı. Yapmalı da, kim yapacak bunu?