Türkiye U 20 Dünya Kupası'nda Avustralya'yı 2-1 yenerek üst tura çıkarken bir grup seyircinin fanatizmin doruklarına çıkmasını üzüntüyle izledik.
Fenerbahçeli Salih Uçan'ın kendi ülkesinde ve de üzerinde ay yıldızlı forma varken yuhalanması ve küfürlere hedef olmasını yadırgadık doğrusu.
Futbol hayatının henüz baharında olan ve o anda kalbi sadece milli forma için çarpan
Salih Uçan'a yapılan bu davranış doğrusu hiç yakışık almadı.
Bu ne kin, bu ne hırs, bu ne intikam duygusudur böyle.
Sahada,
Uluslararası arenada seni temsil eden genç oyuncuyu, iç hesaplaşmana alet etmenin ne anlamı var. Yazık değil mi?
Milliler bir
Türk takımıyla hazırlık maçı oynar da, hiç bitmeyen, bitmeyecek rekabetin tezahürü olarak protestonu yaparsın. Bize göre o bile yanlış ya neyse. Demek ki, bu düşünceyle Salih'in atacağı golle maçı kazanmamız da istenmeyecek.
Aslında bu görüntü yabancı değil.
A Milli Takım kalesini koruyan
Volkan Demirel'e de bir başka statta ayni tip davranışlarda bulunulmuştu.
Beyler yapmayın. Milli takımdan bahsediyoruz. Milli takımın rengi olmaz. O formayı giyen herkes ülkesine en iyi şekilde hizmet etmeyi düşünür. Ülkesini temsil etmeye çalışan bir kişiyi kim olursa olsun ötekileştirmeye çalışmak sadece abesle iştigaldir.
Biraz dikkat. Bayrak altında tek bir takım vardır. O da adı üstünde
Milli Takım. O takımda oynayan her oyuncunun başımızın üzerinde yeri vardır.
***
Gazetede okuduğum bir haberle tüylerim diken diken oldu.
Türkiye Özel Sporcular Federasyonu, Türkiye Yüzme Şampiyonası'nda barajı geçen sporcuları
Fransa'da yapılacak
Dünya Yüzme Şampiyonası'na götürüleceğini bildirmiş. Otistik sporcu olan
Aylin Turan da federasyonun koyduğu barajı geride bırakmış.
Aylin Turan, bu başarısıyla
Fransa'da yapılacak dünya şampiyonasına gitmeyi beklerken, federasyondan gelen haberle yıkılmış.
Federasyon, Aylin Turan'a şampiyonaya gitmek istiyorsan kendi olanaklarıyla gidebilirsin demiş. Hayata tutunmak için spor yapan
Aylin'e bu bunu yaşatmaya federasyonun ne hakkı var
Allah aşkına. Federasyonlar kimsenin babasının çiftliği değil.
Sporcusuna verdiği sözü tutamayan yöneticinin de o federasyonda yeri yoktur. Sporcu olmadan federasyon olmaz.