Yıllarca ülkenin başkentinde spor gazeteciliği yapıyorsunuz, yazılar haberler yazıyorsunuz, müsabakaları izliyor, röportajlar yapıyorsunuz… Ama mesleki kariyerinizde şampiyonluk görmek, o heyecanı yaşamak, o güzelliği yüreğinizde taşımak yok! Evet yok… Ne kadar hazin değil mi?
Ankara'da başlayıp,
Ankara'da sürdürdüğüm gazetecilik yıllarımda maalesef şampiyon bir takımı görmedim… Şampiyon çıkmadı
Başkentten… Onlar şampiyon olamadılar… Ben de
"Şampiyonluğu" yazamadım. Bu, bir futbolcunun kariyerinde şampiyon bir takımın kadrosunda bulunmamasına eş değer bir durum! Ne üzücü değil mi? Her şeyi yazıyorsunuz,
"Şampiyonluk" hariç! Hüzün oldu hep benim için bu durum. Ama asıl üzüntüm, artık bu konuda umudumun da tükendiğini hissetmem…
Ankara'dan şampiyon çıkmadı; yakın bir gelecekte de çıkacak gibi görünmüyor. Umarım yanılırım; ama maalesef gerçek bu! İlginçtir, ne kadar ilgi göstersek de kulüplere yaranamadık… Seneler önce
İlhan Cavcav ve
Cemal Aydın'ın katıldıkları bir televizyon programında, iki başkan da medyanın ilgisizliğinden, kendilerine yeterli desteği vermemesinden dem vuruyorlar,
Başkent'te görev yapan spor gazetecilerini bir anlamda eleştiriyorlardı! Dayanamadım ve bodoslama daldım lafın içine:
"Öyle diyorsunuz ama, Ankara'da yıllardır gazetecilik yapan birisi olarak asıl ben sizden şikayetçiyim…" Stüdyoda bir sessizlik oldu. Devam ettim:
"Evet şikayetçiyim… Sizlere basın olarak çok destek verdik… Ama siz şampiyon olmadınız… Bu yüzden Başkentteki gazeteciler olarak şampiyonluk yazamadık; öteki meslektaşlarımız karşısında boynumuz bükük oldu. Ankara'daki medya mensuplarının bir yerleri hep eksik kaldı!.." Programa katılan kulüp başkanları ve diğer meslektaşlarımdan
"Ses" çıkmadı; sadece başlarını
"Tasdik edercesine" salladıklarını hatırlıyorum. Net ve açık olarak söylüyorum;
Ankara'daki kulüpler kariyerimi
"kötü" etkiledi!