Şunu net ve açık ifade ediyorum ki, bu sezon
Gençlerbirliği için ve
Metin Diyadin için çok zor geçecek. Kırmızı-siyahlıları
Spor Toto Süper Lig'de mesainin başlamasına sayılı saatler kala
Torku Konyaspor karşısında ilk kez izleme imkanımız oldu. Nerede ise yarım asrı devirmek üzere olan
Türkiye Spor Yazarları Derneği Ankara Şubesi 4'lü Futbol Turnuvası'nda ortaya konan futbol gelecek adına çok olumlu sinyaller vermiyor.
Yeni bir teknik ekip ve birçok yeni futbolcunun elbette bir takım zorlukları olacak. Takım olma yolunda makul bir zamanın geçmesi gerekir.
Buna herkes anlayış göstermeli.
Ama atı alan
Üsküdar'ı geçmesin.
Görülen o ki,
Gençlerbirliği'nin tüm alanlarında sıkıntılar var. Olgunlaşmış bir oyun anlayışı yok.
Metin Diyadin'in hırs ve inancı ile örtüşen canlılık henüz oluşmamış. Defans hattı geçen sezonkinden daha rahat olmayacak. Orta, nispeten saha
"eh işte" dedirten kıvamda. Hiç kuşkusuz en büyük sorun yine hücum hattında yaşanacak.
Giden ve gelenlerin teraziye konulduğunda
Aykut,
Azofeifa, Hurşut, Cem Can, Vlemincxk tarafı daha ağır basıyor gibi geliyor.
Bu da
Gençlerbirliği'nin 2012-2013 sezonunda performansına bile yaklaşamayacağı endişesini uyandırıyor.
Ankara'nın Süper Lig'de tek temsilcisi olan
Gençlerbirliği'nin tüm kurum ve kuruluşları bu sezon çok dikkatli olmalı. Cumartesi ve pazar günü görülen
"tribün yalnızlığı" işlerin ne kadar zor olduğunun net işareti.
Ankaralı futbolseverler her geçen gün tribünlerden uzaklaşıyor.
Oynanan futbol, alınan neticeler onları asrın oyundan soğutuyor.
Buna
"dur" demek
Diyadin gibi bir beyin komutanı ve formasını sırılsıklam ıslatacak sorumlu yürekli futbolcuların işi.
Ankara'yı iddiasına ve konumuna yakışmayan şu sessizlikten kurtarmak için herkes duyarlı olmalı.