Cesur bir
başbakanın... Ufuk sahibi bir
bakanın... İnançlı bir bürokratik kadronun eseri
Hızlı Tren. Alın teriyle, bin bir meşakkatle ortaya çıkmış bir medeniyet göstergesi...
Hayatımıza sessizce girdi; ancak hayatımıza yüksek bir hız kazandırdı.
"Sessiz devrim" dedikleri bu olsa gerek.
Konya-Ankara arası bir telefon muhabbeti süresine indi.
Ankara-Eskişehir arası bir gazete okuma süresi kadar.
Önümüzdeki aylarda,
29 Ekim'de İstanbul-
Ankara Yüksek Hızlı Tren seferleri başlayacak.
Ankara-İstanbul arası 2.5 saate inecek.
Cumhuriyet muasır medeniyet yolunda bir basamak daha atlayacak.
***
Zaman-mekan-mesafe kavramlarını alt-üst eden bir taşıma aracı
Yüksek Hızlı Tren.
Eski kafa konforunu kökten değiştiriyor.
Bana
eski Türkiye ile
yeni Türkiye arasındaki farkı gösteren en önemli işaret ne derseniz, tartışmasız
Yüksek Hızlı Treni gösteririm.
Hızlı Tren
Türkiye'yi birleştiriyor.
Daha şimdiden
Konya, Bursa, Eskişehir, Kütahya, Afyon ve İstanbul gibi şehirler birbiriyle bütünleşmeye başladılar.
Eğitim, ticaret, sosyal ilişkiler hızla gelişiyor.
***
Yüksek Hızlı Trenin getirdiği daha ilginç bir gelişme daha var: Hızlı Trenin direkt veya dolaylı ulaştığı şehirlerde sanat olaylarında gözle görülür bir artma var.
Müzelerin önünde ziyaretçi kuyrukları oluşuyor.
Eskiden sinek avlardı bu müzeler.
Mesela bir araştırmacının çıkıp
Yüksek Hızlı Tren hatlarında yaşanan sanat hareketliliğini bir araştırması gerekir.
Eminim çok çarpıcı sonuçlar çıkacak ortaya.
Sonuç olarak
Hızlı Treni seviyoruz ve artık onsuz yapamıyoruz!