"Perde
arkası" deyimi, günlük hayatta siyasetten, spora, ekonomiden, ticarete kadar hemen her alanda kullanılıyor. Çoğu zaman da olumsuz çağrışımlarla… Peki, bu deyimin gerçek anlamda ifadesini bulduğu tiyatro için perde arkası ne anlama geliyor? Hem sahnenin seyirciye gösterilmek istenmeyen kısmı hem de mutfağı, dekor ve kostümlerin tasarlandığı, üretildiği atölyeler… Tiyatro salonundaki yerini almadan önce perde arkasında neler olup bittiğine göz atmak isteyenler için SABAH Ankara, Devlet Tiyatroları'nın (DT) "fabrika" olarak tabir edilen atölyelerine girdi ve "ne işler" çevrildiğini gözlemledi.
GECEYARISI MESAİSİ
DT'nin Macunköy'deki kostüm atölyeleri, 1 Ekim'den itibaren perdelerini açacak oyunların son hazırlıklarını tamamlamak için geç saatlere kadar çalışıyor. Bir tiyatro eserinin sahnelenmesinde kullanılacak hemen hemen her şey, bu atölyelerde görevli usta ellerde şekilleniyor. Giysiler, kunduralar, şapkalar, dekorlar özenle hazırlanıyor. Tasarımcılar, oyunun türüne, döneme ve karakterlere uygun desen, renk ve şekilleri belirleyerek yönetmenle istişare ediyor ve sahnede kurulacak tılsımlı dünyaya son şeklini veriyor. Ardından makaslar, çekiçler işlemeye başlıyor.
Kumaşlar usta ellere teslim
Her bölüm kendi içinde farklı bir heyecan ve koşuşturma yaşıyor. Giysi kalıplarının çıkarıldığı, kumaşların kesildiği, dikildiği ve ütülenerek provalarının yapıldığı bölümlerde kumaş kokuları her yanı sarmış durumda. Başka bir bölümde kalıplar kesiliyor hala. Diğer yanda tamamlanan giysiler ütüleniyor. Kostümler cansız mankenlerle son bir kez gözden geçiriliyor. Tiyatronun olmazsa olmazı, en az giysiler kadar önemli olan şapka ve kundura atölyelerinin durumu da çok farklı değil. Kostümler zamanında yetişecek ki yönetmen ve oyuncular da seyircinin karşısına çıkmadan önce kostümlü prova yapabilsin.
'Kostüm matematik işidir'
Kuruma 15 yılını verdiğini söyleyen DT'nin tecrübeli kostüm tasarımcılarından Funda Çebi de tasarımın aslında bir matematik işi olduğuna vurgu yaparak başlıyor konuşmasına. "Hesap yapmazsanız, yaklaşık 130 kişinin rol aldığı bir oyunun kostümlerini bir haftada yetiştiremezsiniz" diyen Çebi, şöyle devam ediyor: "Gönül ister ki 1 ay süremiz olsun ama genelde olmuyor. Öncelikle yönetmenle konuşmayı tercih ediyoruz. Çünkü yönetmen, tarihi bir oyunu günümüz şartlarına uyarlamayı düşünüyor olabilir. Ya da çağdaş bir oyunu geçmiş zamanlarda geçirmek isteyebilir. Öncelikle onun kuracağı dünyayı anlamamız gerekiyor. Yönetmenle son haline karar veriyoruz. Bütün çalışmalar ondan sonra başlıyor." 1 Ekim'de Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde prömiyer yapacak Turan Oflazoğlu oyunu "Kösem Sultan" ile Yaşar Kemal'in eserinden uyarlanan "Teneke" adlı oyunların kostüm tasarımlarını yapan Funda Çebi, kostümü giyecek oyuncunun da tasarım üzerinde etkili olduğunu söylüyor. Oyuncu kostümün içinde rahat edemez ve bu oyuna da yansıyor. Tabi ki tiyatro sanatının perde arkasında yaşananlar bu kadarla sınırlı değil. Yazarlar, yönetmenler, oyuncular, koreograflar, dansçılar, ışıkçılar, provalar, saç ve makyaj, aksilikler… Hepsi bir bütünün parçası ve hepsi alınacak tek bir alkış için.