2014 Dünya Futbol Şampiyonası'na gitme hayalleri sona erdi. Bol sıfırlı rakamların harcandığı ligimizin kalifiye (!) futbolcuları
Romanya, Macaristan, Estonya ve
Andorra'nın bulunduğu grupta Play-Off oynama hakkını bile elde edemedi.
Hollanda'yı saymaya zaten gerek yok. Avrupa şampiyonasına gidemeyiz, dünya şampiyonasına gidemeyiz ama bol bol ahkam keseriz.
İsmi önemli değil. Maç sonrası bir oyuncumuz,
"Hollanda'yı, Fransa'yı yenemezsek bir yere gidemeyiz" demiş. Hay ağzına sağlık. O futbolcu kardeşimiz o ulusal takımlarda forma giyen oyuncularla Ay-Yıldızlı formayı giyen kendisinin ve arkadaşlarının aldığı parayı hiç karşılaştırdı mı acaba?
Ligimizin
Avrupa'da en değerli ligler arasında ilk 6'ya girdiğini iddia ediyoruz. Ancak iş Avrupa ve dünya arenasına gelince nal topluyoruz. FIFA sıralamasında 50'inci sıralara yakın dolaşıyoruz.
Üzerimizde altın kramponlu yıldızlarımıza (!) ödediğimiz paraların onda birini dahi vermeyen, adını haritada bile zor göstereceğimiz ülkeler var.
Ama dedik ya, biz futbolcusuyla, teknik adamıyla burnumuzdan kıl aldırmıyoruz.
Kendi kendimizi yiyip, bitirdiğimiz ligimizde tatmin oluyoruz o kadar. Spor medyasında şimdi her zaman ki gibi,
"Dünya Şampiyonası'na niye gidemedik?" tartışmaları yapılıyor.
Her kafadan onlarca ses çıkıyor. Aradan bir kaç gün geçsin ne ses kalır ne de seda.
Her şeyi unutup kendi kısır iç çekişmemize geri döneriz.
Bu arada,
Hollanda Milli Takımı'nda forma giyen ve ligimizde top koşturan
Dirk Kuyt ve
Wesley Sneijder'in açıklamaları da ilgi çekiciydi doğrusu. Ne de olsa ligimizde top koşturuyorlar ya, bize arka çıkmak zorunda hissettiler kendilerini herhalde.
Kuyt, "Türkiye'nin geleceği parlak" demiş.
Sneijder de, "Türkiye'ye yazık oldu" açıklamasını yapmış.
Duy da inanma. Yarın sözleşmeleri bitip, paracıkları cebe indirdikten sonra Türkiye'den ayrıldıklarında arkalarına bile bakmazlar.