Bir yanda iktidar uğruna oğlu İbrahim'i önce tahtından indirip sonra boğduran, torunu Mehmet'i de iftar şerbetine zehir koydurarak öldürmeye kalkan Kösem Sultan, diğer yanda toy, devlet işlerinde henüz ehil olmayan Turhan Sultan… Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konulan "Kösem Sultan"da iktidarın nimetlerinden faydalanma uğruna karşı karşıya gelen iki kadının gözünden Osmanlı tarihinin çalkantılı bir dönemi anlatılıyor.
"ŞİİRSELLİK AÇISINDAN EVRENSEL"
Yarından itibaren kasım ayı boyunca sahnelenecek oyunun yönetmeni Murat Atak, yazar Turan Oflazoğlu'nun yaşayan en büyük ozanlardan biri olduğunu söyledi. Atak, "Eserlerindeki şiirsellik açısından evrensel… Çalışmalarımız sırasında diline dokunmamaya özen gösteriyoruz. Çok önemli tarihsel karakterler var. Ancak bildiğiniz gibi bu bir belgesel değil. Kösem Sultan'la Turhan Sultan arasında kapalı bir odada nasıl bir konuşma geçtiğini kimsenin bilme ihtimali yok. Bu, yazarın kendi hayal dünyasında oluşturduğu bir metin" dedi. Daha önce yine Oflazoğlu'nun iktidar üçlemesinin ilk bölümü olan "4. Murat"ı operada sahnelediğini belirten Atak, "Tarihi oyunların görkemine bir oyuncu ve yönetmen olarak hayranım. Hele böyle kalabalık kadro, kalabalığın getirdiği trafik ve sağlam oyunculuklar, sahnedeki muhteşem dekor ve kostümlere bayılıyorum. Ama bu görkemin altında kalanlara da üzülüyorum. 'Biz çıkalım da işin içinden, isterse dünya kalsın altında' diyor Kösem oyunda. Yapılan hatalardan ders çıkarılabilmesi için sahneliyoruz bu oyunu" diye konuştu.
"KIYMETİNİ BİLMELİYİZ"
Yaşananların bugünkü siyasi düşüncelerle yargılanmaması gerektiğinin altını çizen yönetmen Atak, şöyle devam etti: "Böyle yaparsak hata ederiz. Buna hakkımız yok. Amaç yargılamak değil, yapılandan bir sonuç çıkartabilmek. Bugünün kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Diktatörlerle, krallarla yönetilen ülkelerde maalesef böyle şeyler olabiliyor. Her şeyin açık olması, denetlenebilmesi, eleştirilebilmesi ne güzel bir şey. Çağdaş Cumhuriyet Türkiyesi'nde ne mutlu bize ki eleştirme, konuşma haklarımız var. Bundan daha büyük özgürlük yok."
DT'NİN MİLLİ TAKIMI
Oyunda
Devlet Tiyatroları'nın milli takımıyla çalıştıklarını da ifade eden Atak, "Çok değerli aktörler var oyunumuzda. Tasarım, dekor, kostüm, ışık konusunda da öyle. 12-13 yıldır aynı kadroyla çalışıyoruz. Dekorlarımız Behlüldane Tor'un elinden çıktı, kostümler Funda Çebi'nin. Ersen Tunççekiç ağabeyimize biz 'büyücü' deriz. Sahneyi ışıkla bambaşka bir atmosfere sokar. Oyuncularımızın, rejinin parlatılması ve bunun seyirciye ulaşmasıyla sahnedeki büyü ortaya çıkıyor" dedi.